top of page

4'üncü İzmir Kadın ve İktisat Kongresi gerçekleşti

4'üncü İzmir Kadın ve İktisat Kongresi gerçekleşti
Batı Anadolu Sanayici ve İş İnsanları Dernekleri Federasyonu (BASİFED) tarafından düzenlenen 4. İzmir Kadın ve İktisat Kongresi, Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleştirildi. Kongrede, kadın emeğinin daha değerli hale getirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin yaygınlaştırılması gerektiği vurgulandı. Açılış konuşmalarında, İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İZTO Başkanı Mahmut Özgener, TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez, REV Holding Başkanı Burcu Çetinkaya ve BASİFED Başkanı Semiha Güneş, kadın emeğinin güçlendirilmesi ve toplumsal eşitlik konusunda önemli mesajlar verdi.
4'üncü İzmir Kadın ve İktisat Kongresi gerçekleşti
“Kadınlar erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmalı”

4. İzmir Kadın ve İktisat Kongresi’nde geçmiş ve geleceği birleştiren önemli mesajlar verildi. Kongrede konuşan BASİFED Başkanı Semiha Güneş, toplumsal başarı için kadınların rolünün hayati önem taşıdığına dikkat çekti. Güneş, "Bir toplumun yarısı eylemsiz kalırsa, sosyal hayat felç olur. Kadınların, erkeklerle eşit fırsatlara sahip olmaları gerektiğini savunuyoruz. Kadınlar da erkekler gibi eğitilecek, toplumda onlarla birlikte hareket edip onlara destek olacaklardır. Medeni Kanun'u hayata geçiren ülkeler arasında yer alıyor olmamız, kadının özgürlüğüne olan inancımızı gösteriyor" dedi.


Kadınların hayatın her alanında daha fazla söz sahibi olmasını isteyen Güneş, "Kadınların üniversitelerde, parlamentoda, belediyelerde, iş dünyasında ve sivil toplumda daha aktif olmalarını; kadın girişimcilerin, doktorların, mühendislerin, sanatçıların ve sporcuların çok daha başarılı olmalarını istiyoruz. BASİFED olarak, kadın-erkek eşitliğini ve bu eşitliğin sağladığı birlikteliği savunuyoruz" şeklinde konuştu. Geçmişten gelen mirası geleceğe taşımak için durmadan ilerlediklerini ifade eden Güneş, kadınların toplumda hak ettikleri yeri alması için mücadelelerini sürdüreceklerini belirtti.


4'üncü İzmir Kadın ve İktisat Kongresi gerçekleşti

TÜRKONFED Başkanı Süleyman Sönmez, bir ülkenin gelişmişlik seviyesini anlamanın karmaşık analizlerden daha çok, o ülkedeki kadınların sesine kulak vermekle mümkün olduğunu belirtti. Sönmez, "Bir kadına sorarsanız, yanıtı o ülkenin ekonomik refahını, toplumsal huzurunu ve demokrasisinin gücünü gözler önüne serer. Kadının sesi yükseldiğinde demokrasimiz güçlenir, emeği değer gördüğünde ekonomimiz büyür, fırsatlara erişimi arttığında toplumsal refah da yükselir. Kadınlar güçlenmeden, ekonomiyi büyütemeyiz" dedi.


Sönmez, bu süreçte hala önemli engellerin bulunduğunu vurgulayarak, "Dünya Ekonomik Forumu’nun 2024 Küresel Cinsiyet Eşitsizliği Raporu’na göre Türkiye, 146 ülke arasında 127. sırada yer alıyor. Avrupa'nın en gerisindeyiz. Kadınların iş gücüne katılım oranı sadece yüzde 36,8. Oysa gelişmiş ülkelerde bu oran yüzde 72. Ülkemizde kadınlar hala eğitimde, üretimde, siyasette ve girişimcilikte engellerle karşılaşıyor. Bu tabloyu değiştirmeden kalkınmadan söz etmek mümkün değil" ifadelerini kullandı. Sönmez, 4. İzmir Kadın ve İktisat Kongresi'nin sadece bir etkinlik değil, toplumsal dönüşüm için bir manifestoya dönüştüğünü belirterek, "Bu manifestonun cümlesi şu olmalıdır: Kadın varsa ekonomi var; kadın güçlenirse Türkiye güçlenir" diyerek sözlerini tamamladı.


4'üncü İzmir Kadın ve İktisat Kongresi gerçekleşti
“Kadın kontenjanları kalkmalı”

İZTO Başkanı Mahmut Özgener, kadınların eğitim almasının, çalışmasının ve ekonomik özgürlük elde etmesinin büyük önem taşıdığını ancak tüm bunlardan önce kadınların yaşam hakkının korunmasının en temel mesele olduğunu vurguladı. Özgener, "2024 yılında ülkemizde 394 kadın cinayeti işlendi, 259 kadın ise şüpheli şekilde hayatını kaybetti. Kadına yönelik şiddet, sosyal statü ve eğitim düzeyi fark etmeksizin her kesimdeki kadınları tehdit etmeye devam ediyor. Bu noktada şiddeti doğru tanımlamak çok önemlidir. Kadına yönelik fiziksel, cinsel, psikolojik veya ekonomik zarar veren her türlü eylem bu kapsamda değerlendirilmeli" dedi.


Kadınların bilinçlenmesi ve şiddet karşısında korkusuzca adım atabilmesinin önemine dikkat çeken Özgener, "Kadınlarımızın, şiddete uğramadan gerekli adımları atabilmelerini sağlamak çok büyük bir sorumluluktur. Bakanlıklar ve yerel yönetimler, kadına şiddeti önlemek adına kurdukları mekanizmalarla bu konuda önemli bir rol üstleniyor" şeklinde konuştu.


Siyasi partilerin kadın kontenjanlarına yönelik eleştirilerde bulunan Özgener, "Kadınların siyasette daha fazla yer alması için erkek egemen parti yapılandırmalarında kadın kontenjanı gibi adeta bir lütuf gibi sunulan yüzdelik oran belirleme yaklaşımının kaldırılması gerektiğini düşünüyorum" diyerek, kadınların merkezi ve yerel yönetimlerde eşit temsili için daha somut adımlar atılması gerektiğini ifade etti.


4'üncü İzmir Kadın ve İktisat Kongresi gerçekleşti
“Kadının önünü bağlarsanız, toplum kalkınmaz”

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay ise konuşmasında şu cümlelere yer verdi:


“1923 yılında İzmir’in kurtuluşundan birkaç ay sonra Atatürk iktisat kongresini yine İzmir’de kuruluşun ve kurtuluşun kenti olan İzmir’de yapmayı uygun gördü. Atatürk dedi ki savaş alanlarında kazanılmış askeri zaferler ve siyasi başarılar, iktisadi başarılarla taçlandırılmadıkça tamamlanmış olmaz. Böyle bir vizyon ile bir ülkenin ekonomisine verilmesi gereken değeri halkına anlatmaya çalıştı. Bu dahi insan İktisat kongresini 17 şubatta düzenlediler ondan 2 hafta önce kimsenin beklemediği başka bir şey yaptı ve 2 şubatta kadın kongresi düzenledi. O kongrede toplumumuza bir şeyler anlatmaya çalıştı, bu ülkedeki insanlar yarısı erkek yarısı kadın bir topluluk, bir yarısının önünü açıyorsunuz diğer yarısını ise bağlıyorsunuz. Bu şekilde bir toplum kalkınmaz, bu eşitsizliği gidermemiz lazım dedi. Bugün yapılan bu kongre ile ve o kongreye katılan 500 kadın ile Türkiye’de bir kadın hareketini başlattı. Kimisi der ya cumhuriyet kadın devrimidir diye bunun önderi bir erkektir ancak bunun mücadelesini yapanlar kadınlardan oluşmaktadır. Buraya kadar gurur duyduğumuz, onur duyduğumuz bir cumhuriyet hikayesinin parçasıyız. 100 yılı geçmiş bu süreçten sonra dönüp kendimize baktığımız zaman hala burada kadınlar ile alakalı eşitsizlikleri konuşuyor olmamız, halen kadınların eğitimde maruz kaldıkları eşitsizlikleri, sosyal yaşamda dışlanmışlıkları, iş yaşamında uğradıkları haksızlıkları, siyasette kotalara maruz bırakılıyor olmalarını konuşuyoruz. Dün 17 Şubat idi biliyorsunuz medeni kanunun kabul edilişinin 99. yıl dönümüydü. Yine o da büyük bir vizyon ile hazırlanmış bir kanundur kadınlara dünyadan pek çok ülkeden daha fazla hakkını teslim etmiş pek çok başarıdan biridir ve Türkiye’nin en önemli kanunlarından biridir. Bugün halen o kanunun mecburiyetine rağmen kadının aile içerisinde de toplum içerisinde de kısıtlandığı, şiddete uğradığı bir ülkeden bahsediyoruz. Bugünkü toplantı iktisat ile ilgili ülkemizin ekonomisi ve ekonomide kadınlarımızın rolü ile ilgili."


“Kadın olmadan ekonomi gelişmez”

Kadın olmadan kalkınma olmayacağını vurgulayan Tugay, konuşmasına şu şekilde devam etti:


"Kadın olmadan ekonomi gelişmez, kadın olmadan bu ülkede ve dünyada hiçbir şey olmaz. O yüzden Atatürk yeryüzünde ne varsa hepsi kadının eseridir diye vurguladı. Ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı olarak gurur duyduğum bir kurumun, kadınlar ile ilgili yaptığı çalışmaları uzun uzun anlatabilirim size ama zaten İzmir’de yaşayan olan biten her şeyi izleyen bunları biliyor. Bugün kadınların eğitiminde eksik olan noktalarda genç kızlarımıza ve daha ileri yaşlardaki kadınlarımıza eğitim çalışmaları yapıyoruz. Onların meslek sahibi olması için yine pek çok çalışma yapıyoruz. Belediyede her alanda, ki en fazla bilenen biliyorsunuz kadın otobüs şoförleridir. Benim dönemimde de şu anda yüzlerce kadın otobüs şoförü göreve başlamak için eğitim aldı, ihtiyaç duydukça onlar da istihdam ediliyorlar. Kadın çalışma arkadaşlarımızın titizliği, azmi, cesareti aslında hepimizin gözlemlediği bir özellik bunun sadece İzmirli kadınlarla değil Türk kadınlarının hepsinde var olduğuna yürekten inanıyorum. Türk kadınlarının önünde her zaman saygı ile eğildim ve eğilmeye devam ediyorum. Bugünkü toplantı eğer buradan çıkan sonuçlar ile davranışlarımızda, tutumlarımızda, kararlarımızda değişikliklere neden olacaksa birbirimize sadece doğruları anlatmakla değil buradan çıktıktan sonra doğruları yapmakla yükümlüyüz. Burada söylediğimiz ile yarın yaptığımız birbirini mutlaka tutmalı. İzmir yıllar önce büyük önderimizin bize biçtiği o rolle bugün de kadınların hakları alanında da, iktisat alanında da örnek ve öncü kent olmaya devam edecektir. Bunun ispatlarından en önemlisi bu döneme kadar İzmir’de 6 adet kadın belediye başkanı olmuşken, bizim dönemimizde 8 kadın belediye başkanı arkadaşımızla beraber İzmir’e hizmet etmenin onurunu yaşıyoruz. Önümüzdeki dönem çok daha fazla kadın ve genç arkadaşlarımızın genç arkadaşlarımızın görev alacağına inanıyoruz. Biz de bu mücadelenin bir parçasıyız.”


“Kadın akademisyenlerin sayısı artıyor”
4'üncü İzmir Kadın ve İktisat Kongresi gerçekleşti

İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban kadınlarla ilgili birçok alanda sıkıntıların ve eksikliklerin olduğunu belirterek, şunları söyledi:


“Bir asır önce iktisat kongresi doğru bir şehirde yapılıyor, yine o dönem kadın kongresi yine doğru bir yerde yapılıyor çünkü ülkenin yine en aydın, en yetişmiş, sosyal hayatın içerisinde yer alan kadınları bu şehirde. Güzel Atatürk 100 yıl önce toplumu bir bütün olarak ele alıp o dönem Avrupa’nın bile çok ötesinde bir vizyonla kadını ve erkeği birbirinden ayırmadan ekonomide, siyasette, sosyal yaşantıda her alanda kadınla erkeği birlikte gören her ikisinin gücünden ve enerjisinden yararlanmayı düşünen bir anlayış ile Cumhuriyetin ilk temelleri bu şehirde atıldı. Kongre, kadın kongresi olunca mutlaka kadınlar ile ilgili sorunlar eksiklikler dile getirilmek durumunda ama iki şeyin altını vurgulamak istiyorum. Birazda pozitif tarafa bakmak lazım biraz önce söylendi akademide artık neredeyse kadın erkek sayısı eşitlenmiş durumda. Üniversiteye devam eden öğrencilerden kadınların oranı erkekleri geçmiş durumda. Neredeyse ziyaret ettiğim her fabrika her işletmede ya da beni ziyaret eden iş dünyasındaki her etikte en az birkaç yönetici kadınla karşılaşıyorum. Dolayısı ile olan hiçbir şey yeterli görmüyorum ama çokta karamsar değilim. Yaklaşık 21 yıl önce kadın çalışmaları içerisinde bulunduğum dönemde biz toplumun en aydın insanlarına, toplumsal cinsiyet eşitliğini anlatmakta zorlanıyorduk. Bugün bu alanda ciddi ilerlemeler olduğunu söylemek istiyorum."


"Bu şehir, insan için güvenli"

İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban cümlelerine şu şekilde devam etti:


"Kadın cinayetleri konusu maalesef sadece bizim ülkemizin sorunu değil, geri kalmış ülkelerin, gelişmiş ülkelerin, dünyada bu ciddi bu sorun olmaya devam ediyor. Bu eğitimli, eğitimsiz insan arasında da hemen hemen hiç fark yok. Eğitimli olan ailelerde de maalesef bu cinayetleri ve şiddetleri görüyoruz. Eğitimin az olduğu zayıf olduğu kesimlerde de bunları görüyoruz. Bu da insanların karakterinin zayıflığından kaynaklandığını düşünüyorum. Kime gücü yetebileceğini düşünüyorsa ya da onu rahat sıkıştırabileceğini düşünüyorsa şiddeti onunla yapmaya çalışıyor. Çünkü maalesef sadece kadın değil çocuklarda bu konuda nasibini kötü bir şekilde alıyor. Onlarda bu konuda dezavantajlı konumdalar. Dolayısı ile şiddetin aynı zamanda bir hastalık ve bir psikolojik problem olduğunu düşünüyorum. İkinci söylemek istediğim konu da artık kadın çalışmaları konusunda bir anlayış değişikliğine gitmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Akademide oran 47 ye 53 ama beklentimiz 50, 50 olsun biri diğerini geçmesin, kantarın topu da bir taraftan bir tarafa kaymasın anca böyle denge olur. Yine bazı yaklaşımlarda da yeni anlayışlar getirmeye ihtiyacımız var. Bu şehir kadın için çok güvenli, kadın dostu niye? Neden kadın için güvenli olsun? Bu şehir insan için güvenli. Kocasının mağdur olduğu, oğlunun sıkıntı çektiği, kardeşinin problem yaşadığı bir şehirde kadın mutlu olabilir mi? Olamaz. Dolayısıyla şehir insan dostu olmak zorunda. Yine biraz önce kooperatifler ile alakalı konuşuldu kadın kooperatifleri konusunda da bir anlayış değişikliğine gitmekte yarar olduğunu düşünüyorum. Sadece son bahar döneminde tarlada kalan domatesleri salça yapsın, biraz daha oradan para kazansın harçlık elde etsin anlayışı kooperatifçilik anlayışı olmaktan çıkmalı ve sürdürülebilir bir sistem haline gelmeli. Kim bize gelirse gelsin bizim yörenin kadın kooperatifinin ürettiği malzemelerden hazırladığımız hediye paketi. Onlardan mı getirdiniz neden? Kadınlara destek olmak istiyorduk diyorlar, kadınlara niye acıyorsunuz, niye iyilik duygusu ile hareket etmek istiyorsunuz. Bu anlayışı da terk etmek gerekiyor onun yerine bu ürünlere kadın eli değmişi, daha kaliteli daha lezzetli arkasında kutsal bir emek var demek lazım”

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments

Rated 0 out of 5 stars.
No ratings yet

Add a rating
bottom of page