top of page

Agrobay’da sular durulacak mı?

İşveren: Hak istemek, yol kesmekle olmaz.

Sendika: Çıkarılan 39 işçinin haklarını alacağız.


Dikili Yaşam Özel Haber/Nuri Bilim


Bir süre önce Bergama ilçesi sınırları içerisinde bulunan seracılıkta ülke içinde ve Avrupa’da saygınlık kazanan Agrobay işletmesinde 39 işçi, 46 kod ile işten çıkarıldı.
İşten çıkarmalarla ilgili olarak Agrobay yönetimi, "Kimseyi işten çıkarmadık. 4 kod’a göre, alan daralması nedeni ile tüm hakları verilerek iki kişinin ilişkisi kesildi. Arkadaşlarının işten çıkarıldığını zannedenler destek amacı ile işletme girişini kapayarak eylem yaptıkları için işletme ile ilişkileri kesildi" derken; işten atıldıklarını söyleyen vatandaşlarla Tarım İşçileri Sendikası Kurucu Genel Başkanı Umut Kocagöz de "İşçiler sendika üyesi oldukları için ve işletmeden haklarını alamadıkları için işten çıkarıldı ve bu mücadelelerini gösteriyor. Sendikal hakları korunacaktır. Bu haklar alınacaktır." İki tarafın da Dikili Yaşam.Com’a yaptıkları özel açıklamalarda kendilerini şöyle savundular.

Umut Kocagöz (Tarım-Sen kurucu genel başkanı):



“Biz şubat ayından beri örgütlenme süreci başlattık, Agrobay, seracılık alanında büyük bir kuruluş ve burada çalışan tarım işçilerini sendikamıza üye yapmak istedik. Üyelik sürecini başlattıktan sonra gördük ki burada çok büyük sorunlar var, onun için sendikal bir faaliyetin olması gerekiyor. Düşük ücretler, kötü çalışma koşulları, yönetim tarafından yapılan baskı, yatırılmayan promosyonlar, zaman zaman aksayan maaşlar, meslek hastalıkları, iş kazaları, can güvenlik sorunları gibi pek çok sorun var. Tüm bunlar Avrupa’nın en büyük seracılık şirketinde Agrobay da oluyor, işte bizde işçilerin haklarını alabilmek için örgütlenme yaptık. Burada 450-500 işçi çalışıyor, bizim burada 60 kadar üyemiz var, bir kısmı işten atıldı, çok yeni bir örgütlenmeyiz. Hızla gelişen örgütlenme sonucu işveren, biz burada sendikal faaliyet yaptığımız için, bu faaliyette isimleri önde gelen işçi arkadaşlarımızı işten çıkardı.


Şu ana kadar 39 kişi işten çıkardılar ama bunların hepsi sendika üyesi değil, ilk önce sendika üyemiz üç arkadaşımızı işten çıkardılar, ertesi günü de sendika üyesi olmayıp destek olan ikisi mühendis, bir çok arkadaşımızı da işten çıkardılar. Bu haksızlığı gören diğer arkadaşlar bir protokol gerçekleştirdiler, diğer işçilerin servis araçlarının yolunu kapatarak engellediler; temel sebepleri ise kendilerini dinleyecek muhatap istemeleriydi. Yani insan kaynakları ya da bir müdürle görüşüp dertlerini anlatmak istediler. Yönetim, bizi ve avukatımızı da orada görünce iyice sinirlendiler ve müdür bey geldi içlerinden üç işçi temsilcisi ile ertesi günü görüşeceğini söyledi. İşçileri temsilen üç arkadaş verilen randevuya gittiler ama onlarda işten atıldılar. Oysa onların amaçları, bu direnişin asıl sebeplerini dile getirmekti, ama yönetim bunu başkaldırarak direniş yapma şeklinde değerlendirdi.


Fotoğraflarda eyleme katılanları tespit ederek o arkadaşları da çıkarmaya başladılar. Biz iki gün sonra bir basın açıklaması yapacağımızı duyurduk, şimdi işten çıkarmalar durduruldu. Biz 26 Ağustos cumartesi günden beri buraya her gün geliyoruz ve uyarı amaçlı basın açıklamaları gerçekleştiriyoruz. Biz bu durumu yaratınca, işveren, içeride çalışanlara su bile vermezken lokum dağıtmaya başladı. Bu da bizim için bir olumlu yöndür, şimdi bizim istediğimiz, işten çıkarılan arkadaşlarımızın isterlerse işe geri dönmelerini, istemeyen arkadaşlarımıza da tazminatlarının verilmeni istiyoruz. Bu bizim talebimiz ama işverenden bir talep henüz gelmedi. Öğrendiğimiz kadarı ile işveren hukuki yönden hakları olursa işten çıkarılanlara ödeme yapılabileceği şeklinde sözler söylüyormuş. Bir de şu var bu işten çıkarılan 39 arkadaşımız hakkında da kod 46'dan işlem yapmışlar, yani bu madde görüldüğü gibi hırsızlık, işyerini sırlarını açığa çıkarmak gibi.


Bu kod gerçeği yansıtmıyor, bu işçiyi aşağılamak, işsizlik maaşı almasını önlemek, aynı işi yapan iş kollarında çalışmalarının önlenmesi demektir. Onun için işverenden istediklerimizin arasında işçilere uyarlanan kod 46'nın kaldırılması. Zaten işçiler zor şartlar altında çalışıyor ve ekipmanlarını dahi kendi paraları ile alıyorlar, şu an çalışan işçiler bile tazminatları ödense, bir an önce Agrobay'dan ayrılacak durumda. İşten çıkarılan işçi arkadaşlarımızın hakları alınana, yönetimin bizi ciddiye alana dek biz gece gündüz burada nöbet tutacağız. Bu iş bir an önce çözüme gitmeli çünkü bu arkadaşlarımızın bakmakla yükümlü aileleri var, hastası olanlar var. Bir ata sözü vardır biz üzüm yemek istiyoruz bağcıyı dövmek istemiyoruz. Bir an önce çözüm sağlanmalıdır. Bu konu davalarla değil, karşılıklı görüşüp işveren tarafından işçilerin haklarının verilmesi ile sonuçlandırılmalıdır. Biz müzakereye açığız, karşı taraftan adım atılmasını bekliyoruz. Sendikaların görevi de işçilerin çıkarını temsil etmek değil mi? Biz muhatap buluncaya kadar, mücadelemizi sürdüreceğiz. Sükuniyetimizi muhafaza ediyoruz."



Tülay Gören (İşten çıkarılan kadın işçi): Agrobay'da domates serasında 6 yıldan beri çalışıyorum. İşe girdiğimden beri çok iyi çalışan bir işçiyim ve performansımda hiç düşüklük olmadı. Sendikaya geçtiğim için beni de işten çıkardılar. Oysa burada çok zor koşullar altında çalışıyordum, ama bakmakla yükümlü ailem ve okutmakta olduğum bir çocuğum vardı. Ayakkabı ve önlük vermediler. Bir zamanlar hastalandım ve doktor ağır işte çalışmamam gerektiğini söyledi, bende ilgili amirime söyledim, sonuç alamadım. Evliyim, iki çocuk annesiyim ve iki çocuğumdan biri üniversite öğrencisi. Oğlum askere gidecek. Şimdi çok mağdurum, çocuğumu okutmak zorundayım. İşten çıkarıldıktan sonra ne tazminatımı alabildim, ne de bir başka işe girebiliyorum.


Mehmet Aksoy (İşten çıkarılan ziraat mühendisi): Dokuz ay önce bu iş yerine ziraat mühendisi olarak girdim, ancak başlangıçta beni farklı bir görevde çalıştırdılar. İlk altı ay böyle geçtikten sonra beni mühendis kadrosuna atadılar. Sendika üyeliğim daha önceydi ve her işçinin anayasal bir hakkı olan sendikal üyelik hakkını kullanmak istedim. İyi bir çalışma koşulu elde etmek amacıyla sendika üyesi oldum. Çevremdeki insanlara da sendikaya üye olmalarını tavsiye ettim ve bu fikri benimseyen insanlar oldu. Sendikalı olmanın güvence sağladığını gören diğer çalışanlar da hızla üye oldular. Ancak şirket bu gelişmeyi hoş karşılamadı. İş yerinin insan kaynakları beni çağırarak, alan daraltılacağını ve benim çıkışımın yapılacağını bildirdi. Ancak çıkışımı yapmadan iki hafta önce mühendis olarak göreve başlamışlardı, bu nasıl bir alan daralması anlamış değilim. Bu durum, hak gaspıdır. İnsan kaynaklarının açıklamalarını kabul etmedim ve avukatla geleceğimi belirttim. Bu sefer bana deneme sürecini geçemediğimi söylediler. Sonunda gerçeği söylediler, bana işçileri ayarttığımı iddia ettiler. Şimdi işletmeye soruyorum, aylık ödemelerim var ve çalışmaya devam edersem bu ödemelerimi yapabilirim. Bu durumda ne yapmalıyım? Ben psikolojik olarak da olumsuz etkilendim. Belki altı ay, belki bir yıl iş bulamayabilirim. Şirket, bu durumu nasıl telafi edecek?


İşveren ne diyor: 39 işçinin çıkarılması ve şirket önünde meydana gelen asayiş olayları ile ilgili açıklamada bulunan Agrobay yönetimi, bu yapılan hareketlerin bir hak arayışı olmadığını ve hak arayışların yasal yollarla giderilmesi gerektiğini belirtti.

Arzu Şentürk Salık (Agrobay yönetim kurulu üyesi): "Hak istemek, yol kesmekle olmaz."

“20 Ağustos günü biri tekniker, diğeri ziraat mühendisi iki arkadaşımızı belli sebeplerle işten çıkardık. İşten çıkış olarak daralmayı gösterip haklarını da vererek çalışmalarına son verdik. Bu iki arkadaşımızsın işlerine son verdiğimiz günün akşamında yaklaşık 30 kişi işletmenin girişini 2 saate yakın kapatarak eylem yaptılar, diğer işçilerin girişlerini çıkışlarını engelledikleri gibi misafirimiz olan eski bürokratın arabasının da çıkışını önledi. Burada işlenmiş bir suç vardır, Hiçbir kimse hiçbir kimsenin özgürlüğünü, ticarethane önünde kapatarak engelleyemez.


Bizde o an çekilen video kayıtlarında görülen 8 kişiyi ertesi günü, diğer 24 kişiyi de görüntülerde tespit ederek 46 kod la ,doğruluğa ve bağlılığa uymadıkları gerekçesi ile suç işledikleri için işletmeyle ilişkisini kestik. Biz kimsenin ekmeği ile oynamayız, herkesin bakmakla yükümlü oluğu insanlar var, ama bir suç işleniyorsa o da karşılıksız kalmaz. O gün servisler dışarı çıkamadı, servislerdeki araçların içerisindeki işçiler “ Bırakın gidelim, evimizde çoluk çocuğumuz var” diyerek yalvararak ağlıyorlardı. o işçilerin durumu yürekler acısıydı. Kim kimin 2 saat özgürlüğünü kısıtlayabilir, işte bu yüzden 39 işçimiz işten çıktı.

İnanır mısınız, , 6 işçi 4 kod la işten çıkmış, diğer geri kalanlarda eylem yaptığı için işten çıkıyor. Eylem yapmayan bir tek işçi işten çıkmadı. Ama bunlar farklı şekilde algılandı, hangi sendika üyeleri olduklarını bilmiyorum, aralarında işçi olmayan yabancıları görünce araştırdığımızda Tarım Sen diye bir sendikanın yetkilisi olduğunu öğrendik. Arkadaşlar bu kişilerden kim olduklarını belirten belge istiyorlar onu da vermiyorlar.



Ben sürekli işletmedeyim, sürekli işçilerle beraberim, sigortasız işçi çalıştırmam ve böyle bir şeyi kabul edemeyiz, Agrobay Ülke içinde ve Ülke dışında marka olmuş bir kuruluş önce bunu bilincinde olunması gerekir. Evet işlerimiz ağır ve yorucu, biz bunu biliyoruz, Allah korusun işçilerimizden birinin başına bir şey gelse bırakın maddi durumu, vicdanen rahatsız olurum. Ben her zaman empati yaparak olaylara bakarım. Biz 22 yıllık bir şirketiz, bu güne kadar böyle bir olay olmamışken, bu gün böyle bir olayın yaşanması bir tesadüfümüdür bunu sormak istiyorum. Ayrıca bu kadar büyük bir şirket, 39 işçinin tazminatına göz dikecek kadar acizmi. İnanın ki 2022 yılında tüm hakları ödenmiş ve şirketimizden ayrılmış olan kişileri de bu eylemlerde gördüm. Bizim işimiz çok zor, fideler ekiyorsunuz, birden bire bir hastalık çıkıyor ve tüm uğraşınız, emeğiniz boşa gidiyor, Ben bunlarla uğraşırken, birde böyle olaylarla karşılaşmamız, kabul edilebilir değildir. Hak var hukuk var, zaten işçiler iş vereni mahkemeye verse, işçi iki sıfır galip başlıyor ve adalet işçiden yana çalışıyor. Ama böyle hak aranmaz.


Şimdi, şirketimizde her bölgede işçi temsilcileri seçiyoruz, bu temsilciler işçilerle ilgili en küçük sorunları dahi bize işçiler adına iletecekler. Her ay yapılan toplantıda bu sorunlar ele alınacak. Hatta biz işletmede yemek çıkarmayalım, yemek parasını işçilere verelim kendi yemeklerini kendileri getirsin, çünkü burada her şey ilaçlamalar oluyor, olası bir durumda, bu ilaç atıkları elbiselerine bulaşır, sıkıntı yaşanmasın dedik, bu kez de ortada dolaşan söylentiler de şu oldu “ Bak görüyormusun, yemeğinizi bile vermeyecekler” diye. Birde şu var, senede temmuz ve ağustos aylarında üretimimiz olmadığı için ödemelerde 15 er gün arayla gecikme oluyor, bu seferde yine bir söylenti geçiyor “ Gördünüz mü aylıkları bile ödemiyorlar” gibi. Buna dışarıdan bakanlar farklı boyuta getirmek istiyorlar.


Önümüzdeki yıl, inşallah iyi bir sezon geçirirsek, buradaki çalışanlarımızın okuyan çocuklarına yılda iki kez olmak üzere burs vereceğiz.


İkincisi ise buradaki kadınlarımızın çocuklarına rahmetli babamın ismini vereceğimiz kreş açmayı düşünüyoruz. Biz burada varsak, işçimizin gücü ile varız. Aslında ben onlara işçimiz demiyorum, emektarlarımız diyorum, çünkü onların çok emekleri var, onlar olmazsa biz olmayız. Biz olmazsak onlar olmaz.


Babam burayı tırnakları ile yaptı, bende tırnaklarımla çalışarak ayakta tutuyorum.

Her dikim zamanı kurbanlarımızı kesiyoruz ve bu insanlarla paylaşıyoruz, her ay bir kere domates dağıtıyoruz, biz elimizden geldiğince her şeyi paylaşıyoruz. İşveren olarak sıkıntılarımız olmuyor mu elbette oluyor ama bunu çalışanlarımıza hissettirmemeye çalışıyoruz. İşte biz bunları yaparken, olaylar neden buraya kadar geldi anlamış değilim, mutlaka bir sebebi vardır, mutlaka birileri bizimle uğraşıyor olabilir. Babam burayı tırnakları ile yaptı, bende tırnaklarımla çalışarak ayakta tutuyorum, benim de çocuklarım var, bende burada yaşıyorum, ama kimseye fırsat vermeyeceğim hak var hukuk var, adalet var. Hak arama yeri burası değil, adliyemiz var, savcımız var, mahkemelerimiz var. Ben kafama göre 46 maddeyi uygulamadım, elimde belgelerim var, kamera kayıtları var.” dedi.


0 yorum

Yorumlar


bottom of page