top of page

AK Parti Bergama İlçe Başkanı Hasan Şahin: "İZSU, Bergama’da hizmette iflas etmiştir!"


AK Parti Bergama İlçe Başkanı Hasan Şahin: "İZSU, Bergama’da hizmette iflas etmiştir!"
AK Parti Bergama İlçe Başkanı Hasan Şahin: "İZSU, Bergama’da hizmette iflas etmiştir!"
ÖZEL RÖPORTAJ: Erdal Divriklioğlu

www.izmiryasam.net olarak, göreve yeni atanan AK Parti Bergama İlçe Başkanı Hasan Şahin ile bir araya gelerek, yeni dönemde AK Parti’nin Bergama’da izleyeceği siyasi yol haritasını ve Bergama’da konuşulan güncel tüm konu başlıklarını değerlendirdik.


"Bergama’nın şu anda 8-10 mahallesine İZSU su veremiyor. İZSU bence hizmette iflas etmiştir. İnsanları Bergama’da susuz bırakarak hizmette kendini bitirmiştir," diyen ve İzmir Yaşam’a dobra dobra açıklamalarda bulunan Şahin ile gerçekleştirdiğimiz röportaj işte karşınızda.



Siyasette 20 yılı aşan bir yolculuğunuz var. Bu yolculukta sizi en çok motive eden şey neydi?"

“2002 yılında Ak Parti’de yönetim kurulu üyesi olarak aktif siyasete başladım. Siyasetin her kademesinde görev aldım. 1998-2004 yılları arasında Bergama Bozköy’de muhtarlık yaptım. 2004-2009 yılları arasında İl Genel Meclisi Üyesi olarak görev yaptım. 2006-2011 yılları arasında AK Parti Bergama İlçe Başkanı olarak görev yaptım. 2011 yılında bölgemizden milletvekili adayı oldum. 2014 yılında ise AK Parti’den belediye başkan adayı oldum. Şimdi yeni dönemde de Bergama AK Parti İlçe Başkanı olarak, birlik, beraberlik, sevgi, saygı ve samimiyet duygularıyla kardeşlik düşüncelerimizi ön planda tutarak partimizde çalışmalarımıza devam edeceğiz. Bana, “Hasan ağabey, sen burada ağabeylik yap” dediler. Siyaseten ileriye dönük bir hedefim yok. Bugüne kadar da kendim için hiçbir makam istemedim; hep parti büyüklerimin isteği ve kendi irademle yola çıktım. Amacım, sadece Bergama’ya hizmet etmek ve Bergama’daki bütün halkımızı hizmetlerle buluşturmak


Bergama'nın Her Köşesine Hizmet Götürdük, Daha İyi Şartlar İçin Çalışmaya Devam Edeceğiz!

114 köyümüz vardı, şimdi 137 mahallemiz oldu. İl Genel Meclisi üyeliğim döneminde, 2004-2009 yılları arasında köylerimizde çok güzel işler yapıldı. Bergama’nın bütün köylerinde, hükümetimizin desteğiyle ve ayırdığı ekonomik imkânlar sayesinde KÖYDES projeleri kapsamında, içme suyundan alt yapıya, meydan düzenlemelerine kadar hizmetlerimiz oldu. Bu hizmetlerden onur ve gurur duyuyorum. İnşallah, bundan sonraki dönemde de Bergama’mıza hizmet etmeye devam edeceğiz. Bergama’mızı çok seviyorum; Bergama tabii ki çok daha iyi şartlarda olabilir. Bunun için siyasette varız. Dürüst siyaseti hayata geçirmek için varız. Aynı zamanda, Bergama’yı hak ettiği yere getirmek için hep beraber çalışacağız.”


Bergama’da AK Parti belediyeciliği döneminde, hükümet tarafından başlatılan projelerin Bergama'daki durumu nedir? Bu projelerin tamamlanma sürecinde ne gibi adımlar atılıyor?


AK Parti Bergama İlçe Başkanı Hasan Şahin: "İZSU, Bergama’da hizmette iflas etmiştir!"
AK Parti Bergama İlçe Başkanı Hasan Şahin: "İZSU, Bergama’da hizmette iflas etmiştir!"


“Millet Bahçesi projesi ile ilgili geçtiğimiz günlerde Milletvekilimiz Ceyda Bölünmez Çankırı Bergama’yı ziyaret etti. Kendisi gerçekten gönlümün milletvekili. Bölgemizin, ilçemizin sorunlarıyla birebir ilgileniyor, takip ediyor. Ziyaret esnasında TOKİ Genel Müdürü ile bir görüşme yapmıştık. Bu süreç içerisinde TOKİ Genel Müdürlüğü’nü önümüzdeki günlerde ziyaret edeceğiz. TOKİ Genel Müdürümüzün de bize söylediği gibi işin tamamlanmasına %10-15 civarında bir seviye kalmış. Ziyaret sonrasında Millet Bahçemiz’in tamamlanma tarihi ile ilgili net bilgi verebilirim. Selinos’daki çalışmalarımız da devam edecek. DSİ Bölge Müdürümüz ile bu konudaki çalışmalarımız sürüyor. Tabii ki hükümetimizin de almış olduğu bazı kararlar var. Pandemiyi atlattık, ardından çok büyük bir deprem yaşadık. Depremden dolayı 2 yıllık bütün yatırımlar deprem bölgesine aktarıldı. Biz tabii ki Bergama’da devam eden projelerimizin takipçisiyiz ama en önemlisi depremin yaralarının sarılması. Hükümetimiz bu konuda doğru kararlar aldı. Bu süreç tamamlanıp bittikten sonra bizim bölgemizle ilgili devam eden projelerimizi tamamlayacağız. Çamlıpark açılma aşamasında. Bildiğiniz gibi, TOKİ’nin projeleri arasındaydı. Stadyumun olduğu bölgede de %10-15’lik bir iş kalmış, onu da tamamlatacağız inşallah.”


Geçtiğimiz yerel seçimlerde mevcut başkan Hakan Koştu yerine, Kınık Belediye Başkanı Dr. Sadık Doğruer, Cumhur İttifakı'ndan Bergama Belediye Başkan Adayı gösterildi. Seçim öncesi ve sonrasını, elde edilen sonuçları nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Bergama’da 14 bin kişi sandığa gitmedi”


“Genel merkezimiz çok ciddi çalışıyor. Partimizin kuruluş döneminden bugüne kadar yaşadığım tüm seçimlerde bunu gördüm ve yaşadım. Bizim kendi bölgemizde fark edemediğimiz faktörleri, genel merkezimiz görebiliyor. Yani bu değişiklikler boşuna yapılmamıştır. Genel merkezimiz tüm incelemelerini yaparak bu kararı vermiştir. Doğru bir karardır çünkü seçimi nasıl kazanabiliriz ona bakarlar. Tabii, burada "Seçimi neden kaybettik?" diye soracak olursak, Sadık Doğruer mi, Hakan Koştu mu? konusunda da genel merkezimiz, Sadık Bey'in aday olmasını istedi. Mevcut belediye başkanımız Hakan Koştu, Bergama’da 5 yıl hizmet etti. Hizmetlerinden dolayı kendisine teşekkür ediyoruz, ama kamuoyunda yapılan araştırmalar Sadık Bey’in önde olduğunu gösterdiği için Sadık Bey aday olarak belirlendi. İyi bir seçim süreci yaşandı ama tabii yerel seçimler, sadece yerel anlamda kalmıyor; hükümetin genel politikalarıyla da bağlantılı olduğu için, milletimiz bazı konularda yaşadığı sıkıntılardan dolayı tepkisini gösterdi. Bergama’da 14 bin kişi sandığa gitmedi, bu çok ciddi bir rakam. Bergama Belediye Başkan Adayımız Dr. Sadık Doğruer, Bergama’da gerçekten iyi bir seçim stratejisi belirledi ve iyi bir oy aldı, yaklaşık 29 bin civarı oy aldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Hamza Dağ da çok güzel bir seçim çalışması yaptı. Hamza Dağ, İzmir’e uygun siyasetin dışında, bir İzmir evladı olarak bir seçim çalışması yürüttü. Hak eden Hamza Dağ idi ama nasip böyle oldu. Halkımızın her kararına saygılıyız. Halkımız bence şunu demek istedi: Emekliler, “Biraz biz mağdur olduk, elimiz başka yere gitmiyor ama size de kızıyoruz” demek istedi. Bir mesaj verdi hükümetimize; tarım kesimi de aynı şekilde mağduriyetler yaşadı. Çiftçilerimiz dedi ki, “Biz sizi seviyoruz ama elimiz gitmiyor, artık canımız yanıyor.” 14 bin kişi sandığa gitmedi, 3 bin kişinin de oyunun iptal olduğunu biliyorum. Bu gibi unsurlar, seçimi kaybetmemizde etken oldu. Ben seçimi kazanan arkadaşlarımıza başarılar diliyorum. Biz de burada iktidar partisi olarak, Bergama’mıza yapılacak tüm hizmetlerde yanlarında olup destek olacağız. Amacımız, Bergama’mız kazansın, siyaseten çok hizmet kazansın diyoruz.”


Köyleri çok yakından bilen bir başkansınız. Köylerde aldığınız oy durumunu analiz ettiniz mi?

“Köylerde en küçük talepler Bile Karşılanmadığı için, Oy Kaybı Yaşadık!”


“Tabii, Genel Merkezimizi takdir ediyorum; bölgeyi ve köyleri iyi bildiğime inanıyorum. İyi oy aldığımız köylerde bile seçim sürecinde sıkıntıya girdik. Küçücük bir talepleri bile yerine gelmemiş, bakıyorsunuz başka bir bölgede o köylünün arazileri satılmış, çok küçük bir istekleri olmuş kendi köyleri adına, ama yerine gelmemiş. Üzülerek söylüyorum, Belediye Başkanımız Hakan Koştu zamanında bunlar çözülememiş, çözülmesi lazımdı. Ben buna şaşırdım. Bakın, 5 yıl yoktum burada, dışarıdaydım. Seçim sürecine yakın Bergama’ya gelmiştim ama gördüğüm fotoğraf bu. Genel merkezimiz boşuna bu kararı vermemiş. Bizim en çok oy aldığımız köylerde, en küçük talepleri yerine gelmediği için partiden istifa edenler olmuş. Tamam, şehir merkezinde bazı hizmetler yapıldı. Bu konuda da şehir merkezinde oyumuzda birazcık değişiklik olabilirdi; orada da vatandaşlarımızın yaşadığı sorunlar etkili oldu, ama oylarımızda bir değişiklik olmadı. Ama kırsalda durum çok kötüydü ve biz oy kaybı yaşadık, bunu söyleyebilirim.”


Köylerde Bergama Belediyesi'nin yapmış olduğu arazi satışları oy kaybında etkili oldu mu?

“Oldu tabi. Köylerde köylü, bu arazileri kendi malı gibi görüyor. Bergama Belediyesi bunları satınca, tamam, artık mülkiyet belediyenin ama en azından o köylüye de hizmetin yapılması lazım. Yani araziler satılırken, o köylerin bir talebi varsa dikkate alınması lazım. Bu talepler yerine getirilmemiş. Bence kırsalda halkımızı mağdur etmişiz. Şehir merkezinde de genel politikalardan dolayı tepkiler aldık. Emeklilerin maaşının düşük olması, tarım sektöründeki mağduriyetler bunlar sandığa yansıdı.”


Bergama bir tarım kenti. Bergama’da şu an çiftçinin durumu nedir? Bu konuda neler söylemek istersiniz?

“Çiftçimiz için bugün en önemli sorun, Bakırçay’a su salınmasıdır. DSİ Bölge Müdürlüğü'nün son suyu salması. Mahsulümüzü yetiştirdik, şimdi ise son suları vermemiz lazım. Zeytindağ, Yenikent ve Dikili'den denize kadar olan bölgemizde sulama projemiz yok. 2014 yılında AK Parti’den belediye başkanı adayı olduğum dönemde seçim vaadim olan Geyikli Barajı yapılmadı. Bu bölgeyi su ile buluşturacak tek proje Geyikli Barajı'dır. Geçenlerde DSİ Bölge Müdürümüzü ziyaret ettiğimde gördüm ki Geyikli Barajı’nın proje aşamaları bitmiş. Bu baraj, bölgenin en büyük barajı ve hatta şehrimizin içme suyuna destek verebilecek bir proje. Üzülerek söylüyorum ki 2014 yılından bugüne, 10 yıl boyunca bu konuda hiçbir şey yapılmadı. Şu anda o bölgenin mevcut sulamasını sağlamak için Yortanlı, Çaltıkoru, Soma’daki Sevinçler ve Musacalı Barajlarından su çalıyoruz. DSİ Bölge Müdürümüzle görüştük ve bu bölgeye su salınmaya çalışılıyor. Yani birincil olarak takip ettiğimiz konu bu. Bu sorunun kökten çözülebilmesi için bugüne kadar Geyikli Barajı'nın yapılması lazımdı.”


Neden yapılamamış bu baraj?

“Geyikli Barajının yapılması olmazsa olmazımız.”

“Kimse bu işin peşine düşmemiş. Hükümetimiz bugüne kadar birçok baraj yaptı, ancak 2014 yılından bu yana kimse bu konuyu takip etmemiş. O günden bugüne kim görevde bulunduysa, bence sorumlu onlardır. Vebali üzerlerindedir, çünkü ben bu bölgenin evladıyım ve işin kökünden çözümü için uğraşırım. Geçici tedbirler elbette geçtiğimiz dönemlerde alındı, imkanlar dahilinde bölgemizi kurtarmaya çalıştık, ama bunlar geçici çözümlerdi. Hâlâ su çalarak bölgenin mahsulünü kurtarmaya çalışıyoruz.


Ben şu sözü verebilirim: Geyikli Barajı'nın yapılması için ihalesini bir an önce başlatmak, bu bizim olmazsa olmazımızdır. Çünkü o baraj, bölgede yaklaşık 20-30 bin dekar alanı sulayacak çok verimli arazileri kurtaracak.”


Bunun dışında çiftçimizin üretimiyle ilgili sıkıntıları var. Dengesiz bir üretim planlaması mevcut. Tarım Bakanlığımız ve Ticaret Bakanlığımız bu işi eksik yapıyor. Kendimizi eleştirmezsek doğruları bulamayız.”


Neyi eksik yapıyorlar?

“Geç kaldılar.”

“Ben bu konuyu her platformda dile getiriyorum. Kızsalar da sevseler de gönülden hizmet eden bir insanım ve bildiğim doğruları paylaşmak durumundayım. Planlı tarıma geçemedik. Ticaret Bakanlığı, fahiş fiyatların üzerine gidemiyor. Piyasada artık ticari ahlakın da bittiği bir dönemi yaşıyoruz. Vatandaşımız bu konuda sıkıntı yaşıyor. Ticaret Bakanlığı'nın kestiği para cezaları çok etkili olmuyor, piyasada denge değişmiyor. Daha radikal kararlar alınması lazım. Ben bu konuları her platformda dile getireceğim. Sözleşmeli tarımı hayata geçiremedik. Bu konuda çiftçilerimiz mağdur oldu. Neden? Sözleşme yapmamışlar. Onlarda da hata var. Ben kendi bakanlıklarımı eleştirirken, çiftçiler olarak meslektaşlarımı da eleştiriyorum. Sözleşme yapmayanlar mağdur oldu. Bu konuda Ticaret Bakanlığı'nın bir karar aldığını duydum. Yakında açıklayacaklar ama geç kaldılar diye düşünüyorum. Salça üretiminde sanayiciye destek veriyorlar, ancak şart şu: Eğer domatesi üreticiden 4 liradan aldıysan, salça olarak sattığın her tonda bir destekleme verecekler. Bunu açıklayacaksanız, Ticaret Bakanlığı olarak sezonun başında yapsaydınız da en azından biraz daha az mağduriyet yaşardık. Faydalı, doğru bir uygulama ama geç kalınmış bir uygulama.


"Tohum Firmaları Çiftçiyi Zora Sokuyor.”

Bu sene sözleşmeli tarımda, bölgemizdeki tohum firmalarından domatese kadar hiçbir sözleşme doğru değil. Tohum firmaları benim tarlamda tohum ekecek, ayçiçeği ekecek, riskini ben bilmiyorum. Bu sene tozlaşma olmadı, yani çiftçi sezonu zararla kapatıyor. Firma riskli bir tohumu getirdiyse bu zararı karşılaması lazım, ama çiftçi bu durumu bilmiyor. Tarım sektöründe çiftçiler olarak bir araya gelip de sözleşmeleri ciddi bir şekilde yapamıyoruz. Herkes kafasına göre sözleşme imzalıyor ya da imzalamıyor bile; "tamam, ektim mi, ektim" deniliyor. İşi ciddiye almadığımız için hem üretici hem de sektörün içindeki diğer firmalar doğru düzgün işlemler yapılmadığından mağduriyetler had safhada. Tohum firmalarının artık risk faktörünü göze alarak doğru düzgün sözleşme yapması lazım. Buna gerekirse Tarım Bakanlığı el atmalı. "Sen bu bölgede mısır-ayçiçeği tohumu üretiyorsun, üretiyorsan senin risk oranın nedir?" Burada, örnek veriyorum, dekar başına 10 bin lira; ne çıkarsa çıksın, firmaların o rakamı çiftçiye vermesi lazım. Çiftçinin zaten üretim maliyeti var, kaldı ki çiftçimiz firmaların tüm üretim şartlarını yerine getiriyor. Hem tarım sektöründeki çiftçiler olarak hem de Tarım Bakanlığı olarak belli radikal kararlar alıp kanunlar çıkarmamız lazım. İnşallah bu konuda önümüzdeki günlerde Tarım Bakanlığımızla hem Bakırçay hem de Ödemiş olarak bu konulara dair detaylı raporlarımızı istediler. Bu konunun da takipçisi olacağız.”


Peki ya pamuk?

“Pamuk Fiyatları 4 Yıldır Yerinde Sayıyor.”

“Pamuk, uluslararası borsada alınıp satılan bir ürün. Gerçekten anlamış değilim; 4 yıldır fiyatı aynı, yani çok kötü bir durum. Pamuk üreticimiz de mağdur. Önümüzdeki günlerde bakanlıklarla yapacağımız görüşmelerde, hem bölgemiz açısından neler yapmamız gerektiğini aktaracağız hem de yaşadığımız sıkıntıları paylaşarak doğru yolu bulmamız lazım. Üretimi devam ettirmek için harekete geçmezsek, önümüzdeki yıl üretim noktasında ciddi sıkıntıların yaşanacağı bir yıl olacak gibi görünüyor.”


Kooperatifleşme konusuna bakışınız nedir?

"Tariş'in T Harfiyle Hollanda'yı Satın Alabilirdik, Ama Yöneticiler Onu Yok Etti!"

“Mevcut kooperatifler de çok başarılı olamıyor. Niye? Başındaki yöneticiler "dürüstüz" diye geliyor, köşeyi dönüp gidiyorlar. İnsan unsuru var. Kooperatifçilikten çok, sistemi oturtmamız lazım. Bence kanunlarla, Tarım Bakanlığı, Ticaret Bakanlığı ve İlçe Tarım üzerinden bir sözleşme sistemi oluşturup sanayiciyle çiftçiyi devletin çatısı altında, havza planlamasıyla buluşturmak daha mantıklı olur. Kooperatifleri gördük; bakın, Tariş'in “T” harfiyle Hollanda devletini satın alabilirdiniz, ama biz böyle bir kuruluşu yok ettik. Kim yok etti? Hükümetler, devlet değil, yöneticiler yok etti. Yazık ettik, bölgenin en büyük kooperatifiydi. Buna karşılık hükümetimiz döneminde üretici birlikleri oluştu. Ama üretici birliklerinde de aynı sıkıntılar yaşanıyor; birlik başkanları üreticiden parayı alıyorlar, hizmet noktasında hiçbir şey yapmıyorlar. Bu konuda doğruları söylemek gerekirse Sen üreticiye ne kadar destek olabiliyorsun, ne yapabiliyorsun?”


Bergama’da sanayiye yönelik yatırımlar var, bu konudaki gelişmeleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

“Bergama Batı Anadolu Serbest Bölgesi (BASBAŞ)’ta yatırımlar devam ediyor. Ben bu bölgenin, Bergama Organize Sanayi Bölgesi (BOSBİ) ve BASBAŞ’la birlikte işsizlik sorunu yaşamayacağını düşünüyorum. Bu yatırımlar tam kapasiteyle hayata geçtiğinde, nüfusumuz 200 bini geçer.”


Bergama Belediye Başkanı Prof. Dr. Tanju Çelik’in çalışmalarını nasıl değerlendiriyorsunuz?


"Başarılar Dilerim, Ama Yerel Yönetimlerde Tecrübesi Zayıf!"

“Öncelikle kendilerini tebrik ediyorum, inşallah başarılı olurlar. Ama şunu söylemeliyim ki yerel yönetimlerde tecrübesi biraz zayıf. Neden? Seçim sürecinden biliyorum. Seçim sürecinde, "Seçilirsek biz belediye olarak arsa ve tarla satmayacağız" dedi. Ama şimdi arsalar ve tarlalar satılıyor. Sen bu makama aday olurken belediyenin mali portresini, bütçesini biliyor olman lazım; seçim sürecinde de ona göre konuşman lazım. Bana göre bu bir tecrübesizlik. Tabii ki biz iktidar partisi olarak Bergama’mız için yanında olacağız. Başarılı olmasını diliyorum.”


Bergama Belediye Başkanı Prof. Dr. Tanju Çelik'in "700 milyon borç devraldık" açıklaması oldu bu konuda neler söylemek istersiniz?

"Borç yiğidin kamçısıdır; yeter ki hizmet için harcansın!"

"Borç yiğidin kamçısıdır. Borçsuz belediye tembellik getirir. Yiğit adam borçtan korkmaz. Belediyecilikte şunu biliyorum: Eğer hizmet ediyorsan, akıllı ve mantıklı bir şekilde, bu milletin parasını har vurup harman savurmadan hizmetlerle buluşturuyorsan, borçlanan belediye başkanını takdir ederim. Ancak borçlanma devlete karşı yapılmalı, bankalar ya da özel sektöre değil. Bütün bakanlıklardan deseler ki 'bütçenin hepsini veriyoruz,' alırım. Neden? Çünkü şunu gördüm: Devlet baba, biz belediyeler ise onun oğlu gibiyiz. Yani borç yıldırmamalı, korkutmamalı; ama borcu çevirebilmek, döndürebilmek ve hizmeti devam ettirebilmek önemli. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin imkanları çok fazla. Tanju Bey’in Büyükşehir’den iyi destek alması lazım. Borçtan da korkmaması gerekir. Bergama bu borcu yaptıysa, döndürebilir."



Size göre bu enkaz devraldık açıklaması mı bu?

"Enkaz devraldık" ifadesine katılmıyorum. Bakın, hükümetimiz yerel yönetimlere çok imkan verdi. Yerel yönetimlerin elinde büyük imkanlar var. Bu imkanları kullanmak, gerek ilçe belediyesinin gerekse büyükşehir belediyesinin yöneticilerinin elinde. Eğer bu imkanları kullanmıyorsan, tabii ki borç seni boğar. Yeni imkanlar yaratmak zorundasın. Kaldı ki elinde kanuni yetkilerin var. İmar yasasıyla birçok yetkin bulunuyor. Mesela ben Yunt Dağı'nda gördüm; Aliağa'da çalışan bir adam gelmiş, Yunt Dağı'nda ev almış. Pandemiden sonra insanlar köylerde yaşamak istiyor. Köylerimiz dolmaya başlıyor. İmar uygulamalarına açmamız lazım; hem mahallelerimizi hem köylerimizi. Şehrimizin imar düzenlemesi yapılmalı. Bu şekilde hem şehir büyür, hem de belediye olarak finans sıkıntısı yaşamazsın. Yani imkanlar yaratmak lazım. Pozitif bakıldığı sürece sıkıntı yaşamazsın; ama dar kalıplar içerisinde kalırsan, yerel yönetimde borç seni boğar.


Bergama'nın birçok şehirde olmayan imkanları var. Şunu söyleyeyim: İzmir’in elinde olmayan turizmde tarihsel yapımız var. İzmir, turizmde Bergama’yı kullanıyor; Akropol'ümüzü, Asklepion'umuzu ve birçok değerimizi İzmir turizm projelerinde kullanıyor.”



Bergama turizm potansiyelinden faydalanamıyor mu demek istiyorsunuz?

"Bergama, turizm potansiyelini yeterince kullanamıyor!"

"Hayır, bu potansiyelden faydalanamıyor. Doğruları konuşmanın zamanı geldi. Turist bir geliyor, Akropol’ü ve Asklepion'u geziyor ama halkımıza bir faydası yok. Bizim, bu potansiyelden tam olarak faydalanacağımız projeleri hayata geçirmemiz lazım."


Hasan Şahin’den Çarpıcı İddia!“Bergama’nın İzmir Büyükşehir’e ait olan Atık su Arıtma tesisini çalıştırmıyorlar.”

"Bergama’nın atık su arıtma tesisini çalıştırmıyorlar. İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne ait olan bu arıtma tesisi çalışmıyor. Köylülerimiz isyan ediyor, 'Bakırçay pislik yuvası oldu' diye. Bu arıtma tesisini Raşit Ürper zamanında biz yaptık. Arıtmanın maliyetinden mi kaçıyorlar bilmiyorum, ya da paraları mı yok? Eğer bu arıtma tesisi çalışmış olsaydı, köylülerin isyanı olmazdı. Mevcut arıtma tesisini şu anda İzmir Büyükşehir Belediyesi çalıştırmıyor. Şimdi 'çevreci şehiriz' diye dünyaya reklam yaptılar. Altın madeninde çok çevreci olduklarını söylediler. Ama bizim yaptığımız arıtma tesisini çalıştırmıyorlar. Bu durumu köylülerimizden duydum. O arıtma tesisi çalışmış olsaydı, o pislik Bakırçay dere yatağına inmezdi."


"İZSU, Bergama’da hizmette iflas etmiştir!"

"Bunu da bırakın, benim tarlamda kendi sondajım var. Olur ya, arıza olsa ya da yeni kuyu açmak gerekse, pamuğun birinci suyu ile ikinci suyu arasında zaman aşağı yukarı 15 gündür. Bütün çiftçiler, bu 15 gün içinde kendi sondajında bir arıza olsa, çözer; yeni kuyusunu açar, evindeki ineğini satar, traktörünü satar, ama mahsulünü susuz bırakmaz. Bunu bir çiftçi olarak söylüyorum. Şu anda Bergama’nın 8-10 mahallesine İZSU su veremiyor. Çok üzülerek söylüyorum; ben il genel meclisinde ve ilçe başkanlığı yaptığım dönemde, o zamanlar köyler kendi su paralarını toplayıp yatırıyorlardı. Bazen muhtarlarımız yatıramazlardı, keserlerdi içme suyunu, biz hemen açtırıyorduk. Çünkü bu içme suyu! Yani şu anda İZSU’nun başındaki yöneticinin evinin suyunu keseceksin ki susuz evde nasıl duruluyor

0 yorum

Comentarios


bottom of page