AK Parti İzmir İl Danışma Meclisi, Türkiye’nin son Başbakanı ve AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın katılımıyla coşkulu bir atmosferde gerçekleştirildi.
Toplantıya AK Parti İzmir Milletvekilleri Yaşar Kırkpınar, Ceyda Bölünmez Çankırı, Eyyüp Kadir İnan, Mahmut Atilla Kaya, Mehmet Ali Çelebi ve Şebnem Bursalı'nın yanı sıra eski Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli de katıldı. Toplantının gerçekleştirildiği salonda, milletvekillerine vatandaşlar tarafından yoğun ilgi gösterildi.
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Bilal Saygılı konuşmasında, "AK Parti ikna edilmişlerin değil, davasına inanmışların kurduğu ve devam ettirdiği muhteşem bir medeniyet nüvesidir. Bu medeniyet yansıması gün gelir Filistin’in sesi olur… Gün gelir Afrika’da mazlum bir halkın umudu… Gün gelir başörtüsü zulmüne uğrayan bir genç kızın gözyaşlarını silen merhamet eli… Gün gelir terörün başına inen çelikten bir yumruk… Gün gelir mavi ve gök vatanda egemenlik iradesi… Gün gelir dünya beşten büyüktür diyerek daha adil bir dünyayı inşa eden cesaret örneği olur…. AK Parti; Hakkari’de kardeşlik, Konya’da hoşgörü, Çukurova’da emek, Gaziantep’te ağız tadı… Hatay’da, Adıyaman’da, Malatya’da umut olur. İzmir’de ise AK Parti; geleneklerine sıkı sıkıya bağlı ama değişerek… İlkelerinden taviz vermeden ama büyüyerek… Değerlerinden bir adım geri atmadan ama her insanı kapsayarak; ayırmadan, ayrıştırmadan yeni bir hikâye yazıyor. Bugün bu salonda bulunan herkes bu hikâyenin birer kahramanıdır aslında. Çünkü biz göreve geldiğimiz ilk günden itibaren özde birlik, özde kardeşlik ve özde samimiyet ilkesini şiar edindik. Kimseyi kırmadık, üzmedik, ötekileştirmedik. Teşkilatımızı ayrı parçalardan oluşan alelade siyasi bir kadro değil; sarsılmaz, aşılmaz ve yıkılamaz bir kalenin yekpare kilit taşları olarak tahayyül ediyoruz. Göreve geldiğimiz günden beri dedikodu ve gıybeti reddettik. Sağlıklı iletişim ve samimiyeti önceledik. Perde arkası kulisleri değil aynı masa etrafında gerçekleri konuşmayı itibarlı hale getirdik. Kangren olacak sorunları ele alarak problemin değil çözümün bir parçası olmayı gündemimize aldık. 23 yıllık devasa bir siyasi hareketiz arkadaşlar! Evet, İzmir’de de aranmadığını, sorulmadığını söyleyen ve bu yüzden kırgın olduğunu ifade eden kardeşlerimiz vardı. Hepsini tek tek dinledik; gönül köprülerini yeniden kurduk" ifadelerine yer verdi.
"İZMİR'İ AK PARTİ'NİN KALESİ HALİNE GETİRECEĞİZ"
İzmir’in AK Parti tarihinde gördüğü en kalabalık mitingleri yaptığına dikkat çeken AK Partili Bilal Saygılı, " Çünkü biz hep birlikte inandık! Milletvekillerimizden, İl Başkanından ilçe başkanlarına, kadın-gençlik kolları başkan ve yönetimlerimizden mahalle başkan ve yönetimlerimize kadar teşkilatımızın bütün kılcal damarlarında bu inancın gücünü hissettik. İşte bu güç bizi diri tutuyor. Bu güç bizi iri tutuyor. Bu güç İzmir AK Parti Teşkilatını aşılamaz bir kale gibi ayakta tutuyor. Emin olun kardeşlerim, bu kale gibi duruş çok uzak bir gelecekte asla değil… Çok çok yakın bir zamanda İzmir’i de AK Parti’nin kalesi haline getirecek! Yeter ki bu kardeşliğimize halel getirmeyelim. Yeter ki saflarımızı sıkı tutalım. Yeter ki tüm motivasyonumuzu Cumhurbaşkanımızın sırtında taşıdığı bu kutlu davaya omuz vermek için kullanalım. Biz bir ve beraber oldukça yel kayadan en fazla toz alacaktır. İzmir’in CHP zulmüne son verecek bu muhteşem teşkilata kadrolarımıza güveniyorum, inanıyorum ve her birinizin önümüzdeki süreçte İzmir’de yazacağımız destanın mimarı olacağınızı biliyorum. Şunu asla unutmayın Biz İzmir’iz! Can kardeşi, kan kardeşi, şan kardeşiyiz!" dedi.
AK PARTİLİ VEKİLLER ÖZEL'E, DİLRUBA VE İEF ÜZERİNDEN YÜKLENDİ
AK Parti Gençlik Kolları Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan, "Biz bir zihniyet devrimi gerçekleştirdik. Fakat değiştiremediğimiz tek şey ana muhalefetin genetiği oldu. Bu millete ve oy verenlere türlü türlü hakaretler edildi. Göbeğini kaşıyan adam dediler. Makarnacı dediler. Cahil dediler. Koyun sürüsü dediler. Bu hakaretleri sahiplenenler hep CHP oldu. Bugün değişen yine bir şey yok! Bugün de en ağır hakaretleri ediyorlar. Yine şaşırmıyoruz. Çünkü genetikleri bunu emrediyor” dedi.
"KAÇAK AÇILIŞIN ONUR KONUĞU"
İEF’e yönelik açıklamalarda bulunan İnan, “İzmir Fuarı… Türkiye’nin bir değeri… Oyun bahçesine çevirdiler. Biz ise İzmir Fuarı’na cumhurbaşkanı yardımcımızla katılarak Temsilde en üst düzeyde İzmir’de olarak İzmir Fuarı’na verdiğimiz değeri gösterdik. İzmir Fuarı’nın itibarı dün gece itibariyle AK Parti tarafından korunmuştur. Onlar kaçak açılışla, 93 yıllık bir geleneği bozmaya çalıştılar. Bozdurmadık. Ama açılışınız kaçak olursa yanınıza oturan ise kriminal bir ahlaksız olur. Onu da kaçak açılışın onur konuğu yaparsınız!” diye konuştu.
"YARINLAR İÇİN MÜJDE"
AK Parti İzmir Milletvekili Mehmet Kasapoğlu ise konuşmasında, “23 yıl sonra hamdolsun geldiğimiz nokta özgürlükler, demokrasi mücadelesi ve ülkenin 100’üncü yılındaki yeni hedefleri açısından umuttur, yarınlar için müjdedir. İnanıyoruz ki nice yıllar bu kutlu hareketin etkisi, liderliği bu milletin birliği ve beraberliğiyle var olacaktır. 23 yıl boyunca, 102 yıl önce emperyalizmi temsil eden güçler, vesayeti temsil eden güçler, hakir gören güçler boş durmadı. Önümüze engeller çıkarttılar, tüm engelleri bu aziz milletin desteğiyle, ferasetiyle aştık. Her açtığımız engeli yeni hedefler koyarak ve yeni hedefleri gerçekleştirerek bu noktalara geldik. Ülkemiz için hayallerimizden hiç vazgeçmedik, bir yandan hayallerimizi gerçekleştirirken önümüze yeni hayaller koyduk. İzmir’imizin yerel yönetim anlayışına yönelik hedeflerimizi, hayallerimizi hep birlikte gerçekleştireceğiz. Kongre sürecimiz var, inanıyoruz ki yeni bir dinamizm ile bu süreçlerle de aydınlık yarınlara kavuşturacağız” ifadelerini kullandı.
"AĞZINDA SALYALAR AKANLARA SAHİP ÇIKMADIK"
AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı toplantıda yaptığı konuşmasında, "Bu salonda bulunan her teşkilat mensubumuz ile AK Parti’nin gücün, hizmetini ve aşkını temsil ediyoruz. Milletimize olan sorumluluğumuz ve sevdamızın yansıması. Recep Tayip Erdoğan’ın davasına gönül vermiş insanlar olarak milletimiz için çalışmayı derdiyle dertlenmeyi şiar edindik. Milletimizin için çalışıyoruz ve çalışmaya devam edeceğiz. Çocuklarımızın torunlarımızın huzur içinde yaşayacağı Türkiye’yi inşa etmek bizim için sorumluluktur. Bizim siyasetimiz milletin sesine kulak veren onların ihtiyaçlarına cevap vermek için kurulmuştur. Biz başkaları gibi sokakları yakan yıkan, ağızlarında salyalar akanlara sahip çıkanlardan olmadık. Birbirimize olan inancımız ve güvenimizi asla kaybetmedik, kaybetmeyeceğiz. Biz hep bir olacağız hep birlikte Türkiye olacağız" dedi.
"DAVAYA DİL UZATANLARIN CANINI ACIR"
AK Parti İzmir Milletvekili Şebnem Bursalı ise, "AK Parti bir müzakere ve istişare partisi. Siyasetin taşıyıcı kolonu bu iki sihirli kelime. AK Parti bu iki konuya önem veriyor. Biz bu yüzden yan yanayız. Buradan bir mesaj vermek istiyorum. Türkiye üzerine sözü olan herkesi dinler AK Parti. Herkesi kucaklar. Teröre ve teröriste destek olanları dinlemez, canını acıtır. Bu millete ve davaya dil uzatanları dinlemez, onların canını acıtır. İzmir’den bu mesajı vereceğiz; davamızın yolunda hayırlı uğurlu olsun" diye konuştu.
31 Mart yerel seçim döneminde kavgadan ve kaostan kaçındığını dile getiren AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hazma Dağ, "Seçim dönemi boyunca şehrimizin her bir sokağında kendimizi hemşehrilerimize anlattık. Kavgadan, kaostan, kara propagandadan kaçındık. Adımız gibi AK bir süreci geride bırakmış olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İnanıyorum ki; Ortaya koyduğumuz bu tavırla, 22 senedir her fırsatta yalana sarılıp çamur atma gayesinde olanlara da örnek olduk. Bugün çok net bir şekilde ifade etmek gerekiyor ki; AK Parti ve Cumhur İttifakı kadroları, şehrimizin her bir noktasında temiz ve başarılı bir kampanya süreci geçirmiştir. Bu başarıda aslan payı, hiç şüphesiz teşkilatımızındır. Zaman zaman tahriklere, hırçınlıklara, gerginliklere fırsat tanımadan, kaostan beslenenlere imkân vermeden üzerinize düşeni en iyi şekilde yaptığınız için sizlere minnettarım. Ancak, artık seçim geçti. İzmirli hemşehrilerimiz de bizlere İzmir’de muhalefet etme görevini vermiş oldu. Bizler de hizmet ve icraatta olduğumuz kadar yerel muhalefette de ne denli başarılı olduğumuzu göstermekle yükümlüyüz. Bu, bizim İzmirli hemşehrilerimize karşı asli vazifemizdir. Biz, nice seçimler kazanmış bir partiyiz ve 22 yıldır Türkiye’yi yönetiyoruz. Bize yakışan, öncülük etmektir. Bize yakışan, doğruya doğru yanlışa yanlış demektir. Adil bir siyasi anlayışın gereği budur. AK Parti olarak bizi milletin gönlüne ve zihnine yerleştiren önemli etkenlerden biri de bu anlayıştır" ifadelerine yer verdi.
"KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE"
Millete rağmen siyaset yapılmayacağını vurgulayan Dağ, "Türkiye’nin kimin elinin kimin cebinde olduğunun belli olmadığı siyasi hareket ve ittifaklara ihtiyacı yoktur. Bu siyasi hareket ve ittifakların da Türkiye’ye katacak hiçbir şeyi yoktur. Millete rağmen siyaset yapılamaz. Bu yüzdendir ki bizim her işimizde, her icraatımızda, her anımızda milletimiz vardır. Bu, AK Parti varlığını sürdürdüğü müddetçe de böyle olmaya devam edecektir. Hangi konum ya da durumda olursak olalım, işimiz hizmet gücümüz millet olmuştur. AK Parti kadroları “Bugün memleketin hangi noktasında bir taş üstüne taş koysam?” diye dertlenenlerden oluşmaktadır. Buna çok şükür ki milletimiz de şahittir. Derdi yalnızca seçim kazanmak olanların, derdi sadece bir makam koltuğuna oturmak olanların ahvali ortadadır. Çok uzaklarda aramaya gerek yoktur. Seçim dönemi “Her çiftçiye bir traktör” deyip seçimden sonra “Onu çarpıcı olsun diye söyledik, kampanyada kullandık” diye yalanını itiraf edenlere bakmak yeterlidir. Dün önünde el pençe divan durdukları genel başkanlarını partiden kovup önüne bir su koymaktan bile imtina edenler bunun bariz örneğidir. Dün “Biz 5 yılda deprem sorununu çözeriz” deyip bugün “Deprem sorununu çözmek 100 yıl sürer” diyenler bunun en net göstergesidir" dedi.
"ÖZEL SİYASETİ KİRLETİYOR"
Özgür Özel'i hedef alan Dağ, "CHP’nin yeni genel başkanı da önceki genel başkanı gibi siyaseti kirletmektedir. Sosyal medyanın popülizmine kapılıp sorumlu bir siyaset insanı gibi davranmamaktadır. Özgür Özel’in, hakaret ve aşağılamalar ile AK Partilileri aşağılayan birini baş köşede ağırlaması, özünde nasıl bir kin ve nefrete sahip olduğunu göstermektedir. Bu tablo aslında, saldırganlıklarını kontrol edemediklerinin de bir göstergesidir. CHP Genel Başkanı’nın bu sahiplenici tavrı, siyasi ahlaktan yoksundur. Özgür Özel’in bu eylemi, karanlık dehlizlerde beslenen düşmanlıklara can suyu vermektir" ifadelerini kullandı.
"DERDİ MAKAM OLANLARIN BECERİKSİZLİĞİ"
CHP'ye yönelik ağır eleştirilerde bulunan AK parti Genel Başkan Yardımcısı Dağ, "İzmir’imizin bu düşünce yapısıyla, nefret dilini besleyen bu insanlarla alabilecek bir yolu yoktur. Çeyrek asırdır mesafe kat edememesinin sebebi de bu zihin yapısının İzmir’in ayağında bir pranga olmasıdır. Derdi makam koltuğu olanlar, belli bir ideolojiyi İzmir’e dayatanlar, İzmir’i kendi istedikleri kalıbın içine hapsedenler, Eşsiz İzmir’imizin güzelliklerini bir bir yok etmektedir. Biz, seçim döneminde seçilsek de seçilmesek de İzmir’in sorunlarıyla ilgilenmeye devam edeceğimizi söylemiştik. Bugün İzmir, maalesef dünden daha iyi bir durumda değildir. Dün de bir önceki günden daha iyi bir durumda değildi. Çünkü İzmir’i yöneten anlayış, şehrimizi maalesef sadece makam koltuğu olarak görmektedir. Lükste, şatafatta, eşe dosta iş ve koltuk dağıtmakta olduğu kadar icraat ve hizmette mahir değildir. İzmir’i uzun yıllardır yöneten CHP, şehrimizi günden güne eriten ve bir beceriksizlikle yönetmektedir. Maalesef şehrimizde belediye eliyle yaşanan skandalların ardı arkası kesilmemektedir. Eş, dost, akraba atamaları CHP’li belediyelerin rutini haline gelmiştir. İzmir bugün SGK’ya en çok borcu olan belediyelerden biridir. Bu borcun ödenemez boyuta geldiği bizzat büyükşehir belediye başkanı tarafından itiraf edilmiştir. Ekonomi ve işleyişteki iş bilmezlik, vatandaşın dolandırıldığı noktaya gelmiştir. Kentsel dönüşüm vaadiyle İzmirlilerden toplanan milyarlarca lira, buharlaştırılmıştır. “Kentsel dönüşümde İzmir modeli” vaadiyle çıkılan yol, hemşehrilerimizin mağduriyetiyle sonuçlanmıştır. İZBETON’da da 2 milyar TL’lik yolsuzluk var. Bu yolsuzluğun içinde Cumhuriyet Halk Partili siyasetçiler, bürokratlar, Kooperatif başkanı olan CHP’nin üst düzey siyasetçisi var. Bunu gündemden düşürerek unutturacağınızı zannediyorsanız, yanılıyorsunuz. İzmirlinin her kuruşunun hesabını sizden soracağız. Bu mesele ne unutacağız ne de unutturacağız" dedi.
"EVİNE EKMEK GÖTÜRENLER İŞLERİNDEN OLDU"
Maaşını alamayan belediye işçilerini hatırlatan Dağ, "Bir başka mağduriyet de emekçilere yaşatılmaktadır. Belediyeler ya maaş ödeyememekte ya da evine ekmek götürmek isteyen işçileri işinden etmektedir. Memurların maaşlarında kısıtlamalara gidilmektedir. Öyle ki belediyelerden çıkarılarak mağdur edilen hemşehrilerimiz hak arayışlarına CHP tarafından cevap bulamamaktadır" dedi.
"KÖTÜ KOKU MAKUS TALİH OLDU"
İzmir, doğal güzelliğiyle görenleri hayran bırakması gereken bir şehir olduğuna dikkat çeken AK Partili Dağ, "Ancak bu beceriksizlikler silsilesi, İzmir’in doğasını da günden güne yok etmektedir. Körfez’deki kötü koku, yıllardır çözülemeyen bir sorundur. Her gelen belediye başkanı körfezde yüzme vaadi vermiş ve neticede hüsrana uğramıştır. Hemşehrilerimizi de hayal kırıklığına uğratmıştır. Kötü koku, maalesef şehrimizin makus talihi olmuştur. Biz bu sorunun çözümünü beklerken, şimdi de körfezde canlılar barınamaz hale gelmiştir. Balık ölümleri, İzmir’in beceriksiz yöneticilerinin şehrimizin doğasını da yok ettiğinin somut bir kanıtıdır. Bu işbilmezlik, her alanda kendisini göstermektedir. Biz, her daim İzmir’e hizmet etmek için hazır olduğumuzu defalarca söyledik. Bize ihtiyaç duyulan her alanda da elimizi taşın altına koyduk. Yine öyle yapacağız. Önümüzdeki hafta içi Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanımız ile birlikte İzmir’de Körfez ile ilgili bir toplantı yapacağız. Bilim Kurulu oluşturuldu. Bu konuda hükümet olarak gerekli adımları atacağız inşallah…" dedi.
"SELE ALIŞIĞIZ AMA İKİ İNSANIN AKIMA KAPILMASINA ALIŞIK DEĞİLİZ"
İzmir'in sorunları üzerinden Büyükşehir'e ve Başkan Tugay'a yüklenen AK Partili Hamza Dağ, "Körfezi kötü kokudan arındırmak, ulaşım sorununu çözmek, İzmir’in ekonomisini canlandırmak gibi konularda her zaman hazırız. Ancak İzmir’deki beceriksizlik, geri dönüşü olmayan hadiseleri de meydana getirmektedir. Biz İzmir’de yağmur yağdığında sel olmasına, hayatın felç olmasına maalesef ki alıştırıldık. Ama Türkiye’nin üçüncü büyük şehrinde, yolda yürürken insanların elektrik akımına kapılıp hayatını kaybetmesi, hiç de alışık olduğumuz bir durum değildir. Belediyenin ihmalkarlığı ve beceriksizliği, iki hemşehrimizin hayatına mal olmuştur. Çok üzgünüz. Bu şehri seven bu şehirde yaşayan biri olarak böyle bir hadisenin zuhur etmesi hepimiz açısından üzerinde durulması gereken bir noktadır. Eğer siz bir şehrin Büyükşehir belediye başkanı iseniz ve şehri emini iseniz bu olaydan sıyrılmaya çalışmamalısınız. Belediye başkanının suçun ve sorumluluğun kendinde olmadığını ispatlamaya çalışmasına dair göstermiş olduğu efor gerçekten hayret verici. Bu olay zuhur ettikten sonra bizim duruşumuz kimin ihmali varsa cezasını çekmesi yönündedir. Sadece bu değil bundan sonra da böyle durumların zuhur etmemesi için her kurum üzerine düşeni yapması gerekir ve en çok üzerine düşeni yapması gereken kurum da İzmir Büyükşehir belediye başkanı ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’dir. Ama olayın yaşandığı andan itibaren yaşananlara baktığımızda belediye bürokratlarının tahliye edildiğinde adliye dışındaki eylemlere baktığımızda böyle bir bakış açısının olmadığını görmek tüm İzmirliler gibi bizi de üzmüştür. Artık CHP’li yöneticilerin İzmir’e karşı takındıkları umursamaz tavır, geri dönüşü olmayan üzüntüleri de bizlere yaşatmaktadır. CHP Genel Başkanı, nefreti, kini ve düşmanlığı destekleyip yaşatacağına insanı yaşatmayı öncelikli gündemi haline getirmelidir. İzmir’in Türkiye gündemine sürekli olumsuz hadiselerle gelmesini nasıl engelleyeceğini düşünmelidir" ifadelerine yer verdi.
"İEF LİDERLİK KOMPLEKSİNE VE PR ÇALIŞMASINA HEBA EDİLİYOR"
İEF'nin açılışının 2 güne yayılmasına tepki gösteren AK Partili Dağ, "Şunu da anmadan geçemeyeceğim… İzmir Fuarı’nın şehrimiz için ne kadar önemli bir husus olduğu herkesin malumudür. Bu sene Fuar Tarihinde bir ilk yaşandı ve iki defa açılış yapıldı. Ekrem İmamoğlu için ayrı açılış Özgür Özel için ayrı açılış…. Tüm İzmirliler, İzmir Fuarı’nı eski görkemli günlerine kavuşması için beklenti içindeyken, CHP; İzmir Fuarını Genel Başkanın liderlik kompleksine ve İstanbul Belediye Başkanının PR çalışmasına heba ediyor. Buradan sesleniyorum. İzmir ve İzmir’in sembolü olmuş Fuar, sizin kendi kişisel hesaplarınızın çok üstündedir. Buna meze edilmesine izin vermeyeceğiz" diye konuştu.
"3,5 YIL SEÇİM YOK"
CHP'nin erken seçim söylemlerine karşın 3,5 yıl seçim olmayacağını dile getiren Dağ, "Bir yanda bu beceriksizlikler şehirlerimizi tükenme noktasına getirirken diğer yanda biz “Yapacak daha çok işimiz var” demeye devam ediyoruz. Hem afetlerle mücadeleyi sürdürüyor hem verdiğimiz sözleri tutmak için çalışıyoruz. Ekonomideki iyileşmeyi hep birlikte görüyoruz. Dış politikadaki saygınlığımızı artırıyoruz. Mavi Vatan’a, Yeşil Vatan’a, Gök Vatan’a sahip çıkıyoruz. Terörle mücadelede aman vermeyen bir anlayışı benimsiyoruz. Ülkemizin ve insanımızın geleceğini hedef alan her türlü saldırıya karşı kararlılıkla mücadele ediyoruz. Hamdolsun, her daim milletini ve gelecek nesilleri düşünen bir liderle, doğru adamla, “Durmak yok yola devam” diyoruz. Bizim için durmak, duraksamak yoktur. Bizim için yeise düşmek, umutsuzluğa kapılmak yoktur. Bizim için bir seçim biter, hemen ardından sonraki seçimin çalışma süreci başlar. Şimdi önümüzde seçimsiz 3 buçuk yıl bulunmaktadır. Bu süreçte aşkınan koşmayı, milletimize hizmet etmeyi sürdüreceğiz. AK Parti teşkilatı olarak, doğru işlerle anılmaya, milletimiz için en iyisini ve güzelini yapmaya devam edeceğiz. Milletimiz için bugün umudun, icraatın, geleceğin adı AK Parti’dir. Bu anlayışla inşallah 2028’den ve nice seçimlerden zaferle ayrılacağız. Biliyorum, görüyorum, buna hazırsınız. İnanıyorum, buna hazırız" dedi.
BİNALİ YILDIRIM:"SEÇİM OLACAKMIŞ GİBİ HAZIRLANIN"
Binali Yıldırım'dan Esprili Mesaj: "Yolların Kralı Değil, Kuralı Olur!"
Konuşmasına fıkrayla başlayan Yıldırım, “Dilimde tüy bitti öğretemedim. Yolların kralı olmaz, yolların kuralı olur. AK Kadınlar sizler bizim baş tacımızsınız, AK Gençler bizim geleceğimizdir. İzmir’imizin çok güzel insanları, belli ki uzun zaman olmuş bir araya gelmeyeli. Birbirimizi çok özlemişiz. Her şey söylendi ve ben son konuşmacı olarak bir şey kalmadı. En iyisi size bir fıkra anlatayım, rahatlayın. Konuşmacılar böyle çağırılıyor, konuşmacı konuşma yapıp gidiyor. Sonraki konuşmacı bakıyor, salon boşalıyor. Sıra son konuşmacıya geliyor, salonda bir kişi var. Salon tamamen boşalmış. Hamza kardeşim gibi iyi hazırlanmış, konuşmasını yapıyor. Kürsüden iner inmez doğru tek başına oturan beyefendiye sarılıyor. Sağ ol diyor, adam şaşkın. Ne oldu diyor adam. Herkes gitti, bir sen kaldın benim konuşmamı dinledin. Adamcağız ‘teşekkür etmenize gerek yok, sizden sonraki konuşmacı benim’ diyor. Yol arkadaşlarımız öyle değil. İki buçuk saat oldu, herkes yerinde. Bu araya girişler yüzünden ne söyleyeceğimi unutuyorum. Ben konuşayım ondan sonra ne isterseniz yapın” dedi.
AK Parti Gençlik Kolları Genel Başkanı ve İzmir Milletvekili Eyyüp Kadir İnan’ın yaptığı konuşmaya atıfta bulunarak, “14 Ağustos’ta sayın cumhurbaşkanımız genel başkanımızın onurlandırmasıyla Ankara’da gerçekleştirdik. O organizasyonu da İzmir’de Hamza Dağ başarıyla yaptı. Şimdi Eyyüp Kadir İnan çok güzel meydan okudum muhalefete. Güzel şeyler söyledin. İki noktayı aklımda tuttum birisi muhalefetin genetiğini değiştirme. Bu fikri beğenmedim. Genetiği değiştirmek tehlikelidir, Eyyüp. Eldekini de kaybedip başka bir şeye de dönüştüklerini görebiliriz. O nedenle bir genetik değiştirmeye girmeyelim, bırak CHP bildiğimiz CHP olmaya devam etsin” dedi.
‘KÖRFEZ’DEKİ KİRLİLİĞE BİZİM İŞİMİZ DEĞİL DİYORLAR’
İzmir Körfezi’ndeki balık ölümlerine ve kirliliğe değinen Yıldırım, “İkincisi Körfez’in temizliği. Körfez kokuyor oksijen yok, kirlilik almış başını gitmiş. Balıklar bile yaşayamıyor, ölen balıkların dışarıdan geldiğini söyleyecek kadar yerel yönetim gaflet içinde. Bu bizim işimiz değil diyorlar, bunlar hep böyle. Nerede yapılacak bir iş varsa bu bizim işimiz değil derler. İzmirli’ye hiçbir şeyden anlamazlar konumuna getirmenin bugün olmasa da yarın cevabı olacaktır” ifadelerini kullandı.
‘İZMİR’İN HASRET KALDIĞI ESERLER KAZANDIRDIK’
İktidarın İzmir’de yaptığı projelere değinen Yıldırım, “20 yıla aşkın siyasi hayatımın yarıdan fazlasını bu şehirde sizlerle beraber geçirdim. 2011’den beri İzmir’deyim. İzmir’de çok güzel günlerimiz oldu. Bir yandan vizyonsuz muhalefete karşı İzmir’de ‘İstemezükçülere’ karşı İzmir’in hasret kaldığı büyük eserleri kazandırdık. 35 İzmir 35 Proje’nin hepsine değinecek değilim ancak önemlileri hatırlatacağım. Mesela İZBAN, biz geldiğimizde başlangıçta mezbelelik bir yerdeydi. Daha da uzamaya devam ediyor. İzmir çevre yolu olmasaydı, İzmir’in hali ne olurdu? Altın Yol’dan buraya 3 saatte gelemezdik. Sonra İzmir Şehir Hastanesi, Konak Tüneli… Konak Tüneli, Konak’tan Buca’ya en kestirme yolu sağlıyor. Sabuncubeli Tüneli ile İzmir Manisa birleşti. Kuzey Ege Otoyolu, ileride Çanakkale Köprüsü ve İstanbul otoyolu ile bağlanacak ve Marmara Ege Büyük Çevreyolu tamamlanacak. Diğer bir projemiz İstanbul-İzmir Otoyolu. Bugün ilk defa İzmir’den aday olduğumuzda 7-8 saatte gelirken artı 3 saatte geliyoruz. Dahası var da detaya girmek istemiyorum” dedi.
‘OY DÜŞÜŞLERİNİ FIRSAT OLARAK GÖRMELİYİZ’
Son yerel seçimde parti içerisinde yaşanan düşüşlere değinen Yıldırım, “Siyaset, uzun soluklu bir yolculuk. Maraton koşusudur. Dolayısıyla bu yolculuğu da en iyi bilen, 50 yıla aşan süredir. Bu ülkeye bu millete hizmet ederek bugünlere gelen genel başkanımız, başbakanımız, cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan olmuştur. Biz de onun arkadaşları olarak partimizin kuruluşundan bugüne kadar birlikteyiz. İzmir’imiz, ülkemiz, milletimiz için hizmet etmeye devam ediyoruz. AK Parti’nin siyasi tarihinde az da olsa inişler var. 2008-2009’daki küresel krizlerden biz de nasibimizi aldık ve oyumuz yüzde 40’lara geriledi. İkinci inişimiz 7 Haziran seçimleridir ama bu sadece 5,5 ay sürdü. Yani inişler olsa da AK Parti’ye ve liderimize güven azalmadı. Son yerel seçimlerinde de partimiz ciddi bir oy düşüşü yaşadı. İlk defa ikinci parti konumuna düştük yerelde. Halbuki biz bir sene önce yüzde 50’nin üzerinde oyla cumhurbaşkanımızı seçmiştik. Bu kadar süre içinde neden bu düşüşün olduğuna ilişkin kafa yorma mecburiyetindeyiz. Hepimizin bu konuda fikri var ve yapılması gerekenleri biliyoruz. İnanıyoruz ki bunları yapmakta asla tereddüt göstermeyeceğiz. Bu yerel seçimleri hafife almamalıyız. Nüfusun yüzde 76’sının yaşadığı bölgelerde muhalefet partisi iktidar oldu. Ama bunun getirdiği fırsatı görmemiz lazım” dedi.
‘VATANDAŞ CHP’Yİ GÖRMEK İSTİYOR’
CHP’nin son yerel seçimlerde birçok şehirde iktidar olmasına dair değerlendirmelerde bulunan Yıldırım, “Vatandaş CHP’yi biliyor ama görmek istiyor. Zaman çok geçtiği için düzelmiş mi diyerek acaba baksak mı diyerek yerelde destek verdi. Yerelde ortaya koyabilecekleri başarı varsa genelde de iktidarın yolunu vatandaş açar. Vatandaş kimseye kara sevdalı değildir. Vatandaş işini düzgün yabanın, derdiyle dertlenene destek verir. İlk göstergeler ne yazık ki CHP’de değişen bir şey olmadığını gösteriyor. Bir yumuşama başladı ve cumhurbaşkanımız ilk defa CHP Genel Merkezi’ne gitti. Niyet güzel icraat güzel ama klasik CHP samimiyetsizliğini çok geçmeden burada da gördük. Cumhurbaşkanımıza, AK Parti’ye oy verenlere akla gelemdik hakaretleri yapan birisini baş köşeye oturttular. Yanına almak demek CHP’de genel başkan değişse de değişen bir şey olmadığının resmidir” diye konuştu.
‘SEÇİM OLACAKMIŞ GİBİ HAZIRLANIN’
Son olarak örgüte mesaj veren Yıldırım, şunları söyledi:
12 yıla aşkın bakanlığım, 25 ay başbakanlığım, 8 ay meclis başkanlığım var. 24 ayımda önemli birkaç hususu paylaşmak istiyorum. 22 Mayıs’ta kongremizi yaptık ve cumhurbaşkanımızın görevlendirmesiyle genel başkan oldum ve başbakan oldum. 52 gün fazla değil, 15 Temmuz Darbesi ile yüz yüze geldik. Orada cumhurbaşkanımızla alçaklara geçit vermedik. O gece halkın ve hakkın gücü tankların gücünü yendi. Ve bu millet bize verdiği bayrağın yere düşmemesini sağladı. Biz ayıranlarla kayıranlarla yol yürüyemeyiz. Etnik kimliği ön plana çıkaran milletimizi ayırmaya çalışanlar da bizimle asla birlikte olamaz ve birlikte anılamaz. Biz 85 milyonuz beraberiz, kardeşiz, Türk milletiyiz. Bizi birleştiren bayrağımızdır, toprağımızdır, dinimizdir, dilimizdir ve şanlı geçmişimizdir. Önümüzde seçimsiz bir süre var ancak yarın seçim olacakmış gibi hazır olmaya devam edelim. Etrafımız ateş çemberi. Düzeni, barışı sağlayacak ülke de yok lider kıtlığı var. Akla gelen üç lider sayın deseniz akla gelen ilk isim Recep Tayyip Erdoğan’dır
Kommentare