Bu yıl 8'incisi düzenlenen İzmir Uluslararası Edebiyat Festivali'nin açılışı Ahmet Adnan Saygun Sanat Merkezi'nde gerçekleştirildi. Edebiyatseverleri buluşturan festivalin direktörlüğünü Şair Haydar Ergülen üstlenirken 4 gün sürecek olan festival boyunca çeşitli etkinlikler, söyleşiler yapılacak. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, festivalin açılış konuşmasını yaptı. Tugay konuşmasında şunları söyledi:
TUGAY: EDEBİYATA OLAN SEVGİMİ İNSANLAR BİLSİN İSTEDİM
İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, festivalin açılış konuşmasını yaptı. Tugay konuşmasında şunları söyledi:
“Edebiyata ilgili olunca burada bulunmak istedim. Aslında Tıp fakültesine başladığımdan beri ne yazık ki edebiyata olan ilgimi zorunlu sebeplerle önemli ölçüde yitirmenin üzüntüsü olmakla beraber kişiliğimin gelişmesinde beni ben yapan özelliklerimin oluşmasına neden olan şey babamın bana ilkokul 2’de hediye ettiği Ömer Seyfettin’in hikaye kitabıyla başlayan, binlerce kitap okudum. Oradan gelen bir kitap ve edebiyat sevgisiyle halen yaşadığım için edebiyat ile ilgili bir etkinlikte mutlaka olmalıydım. Bu sevgimi insanlar bilmeli diye düşündüm.”
‘BİZİ TUTAN NE?’
Tugay, festivale katılımın az olmasına üzüldüğünü belirterek, “Salonda olması gerekenden az sayıda insanı görmek üzüntü verici. Kimseyi suçlamamalıyız. Kendimizi suçlamalıyız. Yaptığımız her şeyde İzmir’in tarihinde yetiştirdiği yüz binlerce insana layık olacak nitelikte işler yapmak zorundayız. Bunları yapmıyorsak bizim hatamız. En başta duru gibi gençlerimizden kentin değerli insanlarından belki de özür dilemek lazım. 8’incisinin yapıldığını bu etkinlikle beraber öğrendim. Karşıyaka’da uluslararası bir edebiyat etkinliği düzenlemeyi çok istemiştim. Halihazırda aramızda bulunan çok değerli yazarlar, tanışabileceğimiz edebiyatçının yaşadığı, eserlerini bıraktığı bir ülkede yaşıyoruz. Aslında çok daha fazlasını yapmak gerekiyor. Yapamaz mıyız? Bizi tutan ne?” şeklinde konuştu.
‘İNSANLAR İFTİRALARIN GÖLGESİNDE İNSAN OLDUĞUMU ANLAYAMADILAR’
Tugay, sözlerine şöyle devam etti:
“İzBB Başkanı olurken çok saçma, anlamsız birbirinden değersiz bir sürü iftiraya maruz kaldım. İnsanlar onun gölgesinde ne yazık ki insan olduğumu anlayamadılar. Plastik cerrahi uzmanıyım. Mesleğimde başarılı olan bir doktorum. Siyasetle ilgilenme ihtiyaç duydum belediye başkanı olmak gibi derdim yoktu. Bir derdim vardı. O derdim bu ülkeyle ilgili. İnsanlıkla ilgili, insanlığın maruz kaldığı haksızlıklarla ilgili. Sistemin içinde barındırdığı, bir türlü kurtulamadığı hastalıkla ilgili mücadele etmek için siyasetin içinde olmak istedim. Sonra beni belediye başkanı yapmak istediler. Çünkü gerçekten öyle oldu. Karşıyaka Belediye Başkanı olduktan sonra İzmir’in değerini daha çok anladım. İşlenmeyi bekleyen çok fazla şey var. Bunlarla ilgili birilerinin çalışması lazım. Çalışan insanların kendini göstermek için değil de ülkeye ve insanlarımıza duydukları sevgi ve saygıyla çalışmaları lazım. Yaşamın geçici olduğunu, toprağın altında kompost olup yok olacağımızı unutmadan, büyüklenmeden, kimseyi incitmeden herkesin hak ettiği sevgi ve saygıyı onlara göstererek ama kötüye de kötü demeyi bilerek ve yok etmek için mücadele ederek bir şeyler yapılmalı. Bu sebeple Büyükşehir Belediye Başkan adayı oldum. Bana güvenen herkese teşekkür ederim. Bu güveni boşa çıkarmayı asla istemiyorum. Elimden geleni yapacağım, tek başıma yapmayacağım. Hep birlikte yapacağız. Dayanışma içerisinde olalım istiyorum, ben de onların yanında olayım istiyorum. Hepimizin buna ihtiyacı var. Bireysel ihtiyacımdan değil ülkenin ihtiyacından bahsediyorum.
Bu sabah Bakü’deydim. Birkaç gündür İklim Zirvesi’nde bulundum, iki oturumda konuşma yaptım. Onun dışında genel olarak orada ne olduğunu gözlemleme şansım oldu. Dünyada iklimi bu hale getiren, karbon emisyonuna sebep olan dünyanın zengin ülkeleri, Amerika’sı, Çin’i, hangi ülke zenginse o daha çok karbon emisyonuna sebep oluyor. Konuşmacılar vardı, ayaküstü dinledim. Hedefi karbon nötr yapmışlar. Karbon emisyonuna sebep olan ülke değil ki. Türkiye gibi ülkelere ürettikleri ürünleri satarak bizim karbon emisyonumuzu düşürtmeye çalışıyorlar. Hala kendileri en fazla emisyonu sağlayan ülkeler. Edebiyat buluşmasının açılış konuşması bu ama ne ile mücadele etmemiz gerektiğini gösteren önemli bir örnek. Bizim akıllı olmamız, bilgili olmamız lazım. Akıl, bilgiden geliyor. Sosyal medyadan değil de bilen insanlardan öğrenmemiz lazım. Bu yüzden bizim iyi yazarlara, şiirlere, çizerlere ihtiyacımız var. Şiiri çok özel bir yere koyuyorum. Üç kelime yan yana geliyor üç sayfada hissettirecek duyguyu size hissettiriyor.
‘ÖNÜMÜZDEKİ YIL DAHA GÜÇLÜ BİR FESTİVAL YAPACAĞIZ’
Gençlerimizin bize inanması lazım. Tesadüf olarak burada dinlediğimiz gibi dinlememeliyiz, onların güvenini kazanmalıyız. 1 yıl varsa onların bana anlatmasını isterim. Çok zor çünkü. İnsanlar artık kimseye güvenmiyor. Çok zor. Bir şiir okuyacağım duygularıma tercüman olsun diye okuyacağım. Söz veriyorum, önümüzdeki yıl bu yıldan çok daha güçlü bir edebiyat festivalini hep beraber yapacağız.”
Tugay, sözlerine son verirken Ahmed Arif’in Anadolu şiirini okudu.
ERGÜLEN: BU YIL GENÇLERİ GENÇ KALANLARLA BULUŞTURUYORUZ
Festival Direktörü Şair Haydar Ergülen, yaptığı konuşmada “8’incisi gerçekleştirilen edebiyat festivalini gençlik temasıyla gerçekleştiriyoruz. Bu yıl gençleri genç kalanlarla buluşturuyor. Edebiyat ve şiiri ebedi gençlik düşü ona en çok yakışan şehirde İzmir’de gerçekleşiyor. Demokrasi kenti İzmir laik, çağdaş ve özgür yaşamı akılla bilimle kültürle sanatla edebiyat müzikle ve şiirle gerçekleştirecek gençlere ve genç kalanlara merhaba” ifadelerini kullandı.
Comments