top of page

CHP BERGAMA BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI OSMAN SELİM TOK: BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ. BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ.


CHP BERGAMA BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI SELİM TOK: BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ. BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ
CHP BERGAMA BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI SELİM TOK: BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ. BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ

www.bergamayasam.com Haber:Nuri Bilim


Bergama doğumlu olan, 2024 Mart ayında yapılacak yerel yönetimler seçiminde CHP Bergama ilçe belediye başkan aday adayı olan mali müşavir Osman Selim Tok, "2002 yılında CHP ailesine katıldım. 2005-2007 yılları arasında ilçe yöneticiliği, 2011-2014 döneminde meclis üyeliği görevinde bulundum. 2019 seçimlerinde tekrar belediye meclis üyesi olarak seçilerek, CHP'yi Bergama belediyesinde temsil etmeye devam ediyorum.” dedi.


BASİRETSİZ YÖNETİMLE YÖNETİLİYORUZ

CHP BERGAMA BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI SELİM TOK: BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ. BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ
CHP BERGAMA BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI SELİM TOK: BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ. BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ

“Buradan bazı konulara değinmek istiyorum. Şurada görülen Bergama belediyesinin boşaltılmış olan binasıdır. Bu da, bizim ne kadar basiretsiz yönetimle yönetildiğimizi, mirasyedi bir yönetimle devam ettiğimizin bir göstergesidir. Bu bina deprem nedeniyle boşaltılmış, ardından faili meçhul bir olay gibi sonucu ne olacağı belli olmayan durumdadır.”


DEPREM KOLİLERİ RAMAZAN KOLİSİ DİYE HALKA DAĞITILDI

İzmir depreminden sonra valiliğe gelen deprem kolileri, deprem yardımları, basiretsiz bir şekilde sağlıksız bulunan depolarda tutulup, 4-5 ay sonra insanlarımıza Ramazan kolisi olarak dağıtılmasıydı. Belediyenin basiretsizliğinden, yönetim eksikliğinden bahsederken, bu konularla ilgili daha yapılması gereken çok şeyi; defalarca mecliste uyardığımız halde, yollar olsun, yapılan hizmetler olsun, bunlarla ilgili olarak hiç galeye alınmadık, hiç de galeye almalarına niyetleri de yok.


DEVLET YATIRIMLARINI BELEDİYE HİZMETİ OLARAK ÖVÜNÜYORLAR

CHP BERGAMA BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI SELİM TOK: BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ. BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ
CHP BERGAMA BELEDİYE BAŞKAN ADAY ADAYI SELİM TOK: BİRLİKTE YÖNETECEĞİZ. BİRLİKTE BAŞARACAĞIZ

Şimdi sizlerle bir şeyler paylaşmak istiyorum. Şu elimde tuttuğum ‘Sözümüzü tuttuk’ yazılı broşürleri dağıtarak, 4 yıl içerisinde yaptıkları hizmetleri sıraladılar. Çevre yolu (kavşakları yapılmamış çevre yolu ile övündüler), taşımalı doğalgaza son verdik (Doğalgazı şu anda sorduğumuzda, soru önergeleri verdiğimizde, verilen cevapta bize ”Bu Bergama belediyesinin sorunu değil, İzmirgaz’ın problemidir” denildi. Ama yapılan hizmetler listesinde doğalgaz getirdik diyorlar), Selinos antik kanal projesi (Önceden beri gelen proje. Biliyorsunuz Cumhurbaşkanlığının kararnamesi ile bir kısım vatandaşımız evlerinden mağdur edildi, ama övünme konusu oldu.) TOKİ konutları, Diş hastanesi, 500 kişilik öğrenci yurdu, Bunlar devlet yatırımı olup, Şu anda bunlarla övünen bir yönetim sisteminin içerisinde yer alıyoruz.


STK VE ESNAFTAN FİKİR ALMADAN MİLLET BAHÇESİ YAPIYORLAR

Bergama’mızda devam eden yatırımlar, projeler adı altında verdikleri Millet Bahçesi, (orada mağdur edilen esnafın yanında hiç kimse 34 bin metrekareye karşılık 75 bin metrekare yer verdiğimizden bahsedilmiyor. Sivil toplum örgütleri, odalar, meslek odaları ve diğerlerinden fikir alınmadan bir Millet Bahçesine sahip oluyoruz.


Organize Sanayi Bölgesi, Serbest bölge, yeni şehir stadyumu, kapalı gençlik merkezi, yeni yapılacak yatırımlar adı altında yer alırken, en can alıcı noktada Kuzey Ege Limanının tümünü yaptıklarını söylüyorlar. Biliyorsunuz, 2011 yılında temeli atılan limana 2013 yılında ilk gemi yanaşacaktı, şimdi balıkçı kayığı haricinde hiçbir şey yanaşmıyor.


Kent kültürü, gelenek ve görenekleri farklı değişik kültürlerden gelen kişilerin, bireysel temel hak ve sorumlulukları bilincine vararak yaşadıkları kente özgün; görgü ve nezaket kuralları bir arada yaşam kültürüdür. Kent kültürü en çok etkileyen faktörlerin başında, o kentin sosyo ekonomik, kültürel ve tarihsel özellikleri gelmektedir. Üretimin değişkenliği, ticari faaliyetler, kentin tarihsel mirası üzerinde şekillenen kent turizmi, o kentin ekonomik zenginliğini oluşturur. Kent kimliği ise, tarihsel mirasla kaplayan, hatta tarihsel mirastan beslenen bir başka zenginliktir. Örnekleri sıralarsak, Paris’teki Eiffel kulesi, Berlin’de Bergama’dan kaçırılan Zeus sunağının yer aldığı Bergama müzesi, İstanbul’da Ayasofya ve Sultan Ahmet cami gibi camiler, kent kimliğini ve kent ekonomisine katkılar sağlarken, başta Akropol, Asklepion olmak üzere dünyanın en büyük açık hava müzesine sahip olan Bergama kent kimliğine kavuşamadı.Asklepion adına, sağlık tanrısı olarak bilinen Asklepios adına bir çok tapınak yapılmış ancak günümüze kadar ayakta kalan tek tapınak Bergama’dadır. Bunları neden anlattım? Bergama’nın son yıllarda turizmden elde etmesi gereken gelirlerin çok ama çok gerisine düşmüştür. Bunun sebebi ise trafik, otopark sorunu, turistik konaklama tesislerinin olmamasından kaynaklanmaktadır. Tarihte ilk hastanenin açıldığı Bergama’mızda, uluslararası sağlık örgütleriyle iş birliği yaparak, sağlık kongreleri düzenlenmesi yapılamamıştır.


KENT ESTETİĞİ YOK AMA KENT KİRLİLİĞİ VAR

Bir diğer konu ise kent estetiğidir. Bir kentin uygarlık düzeyi, kaldırımların yüksekliği ile ters orantılıdır. Gerçekten kentimizde, kent estetiğinden söz edemeyiz, ama kent kirliliğinden çok fazla sayıda söz edebiliriz. Kentimizde, yaşlılarımızın, dezavantajlı vatandaşlarımızın erişebilirliği, ulaşılabilirliği konusunda çok ciddi sorunların varlığı reddedilemeyecek kadar gerçektir.


Bergama’mız aynı zamanda üretim değişkenliği ve üretim çeşitliliğine sahip, tarımsal ve hayvansal üretimi destekleyen bir bölge. Ülkemizin genelinde olduğu gibi ilçemiz de yeterli desteği alamadığından ciddi üretim kaybı yaşanmaktadır.


Bir başka konu ise iklim değişikliğidir. Dünya Gıda Örgütü başta olmak üzere kuraklık, küresel iklim değişikliği, girdi fiyatlarındaki artışın, dünyada gıdaya erişebilirliği, büyük zorlukları yaşattığı, bunun artarak devam edeceğini açıklıkla ortaya koymaktadır. Bu tehlike kırsal kalkınmanın öneminin altını çiziyor.


Cumhuriyetimizin kurucusu, Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün “Köylü Milletin Efendisidir” sözü gıdada yaşanan güçlüklerle birlikte düşündüğümüzden daha çok önem kazanmaktadır. Bize yeni ve asla ertelememiz gereken görevler ve sorumluluklar yüklüyor. Üretici satış fiyatları ile tüketici alış fiyatları arasındaki makasın sürekli açılması, hem üreticiyi hem de tüketiciyi mağdur etmektedir.


Bunun için yapılması gereken örnekler bulunmaktadır. Bunlardan biri kuracağımız kooperatiflerle kendi markalarımızı yaratıp, rekabet koşullarını hem üretici destekleyecek, hem de tüketicimizin lehine dönüştürmeyi ertelenemez bir görev olarak kabul ediyoruz. Elbette burada önceliğimiz, güvenli gıdadır. Gıda güvenliği konusunda tehlikeler, başta çocuklarımız olmak üzere tüm yurttaşlarımızı tehdit ediyor. Bizim toplumumuzda geleneklerimiz vardır, her işin başı sağlık deriz. Dostlarımıza, ailelerimize tanıdıklarımıza önce sağlık dileriz, ne yazık ki sağlıklı gıdaya ulaşabilmekte artık git gide zorlaşmış durumdadır.


ÇÖZÜMLER KOLEKTİF AKILLA OLUR

Tüm bu ve buna benzer sorunların çözümleri için ihtiyacımız olan önemli şey kolektif akıldır. Bunun için muhtarlarımız, mahalle meclislerimiz, kent konseylerimiz, gençlik meclisleri, meslek odaları, sendikalar, kitle örgütleri, yönetim anlayışımızın temel bileşenleri olacaktır. Bunun için en içten ve en samimi duygularımla diyorum ki, "Birlikte yöneteceğiz, birlikte başaracağız." Bana destek veren eşime, çocuklarıma ve çalışma arkadaşlarıma ayrıca teşekkür ediyorum.


0 yorum

Comments


bottom of page