ÖZEL HABER
Dikili Sahilleraltı Sarıgül Sitesi Kooperatifi Başkanı Sevilay Kavak, İzmir Yaşam'a özel yaptığı açıklamalarda, Dikili’deki atıksu arıtma tesisi sorununu gündeme getirdi. Kavak, "Kamulaştırma yapıldı, ihale tamamlandı, ancak şimdi iptal edildiğini duyuyoruz. Yetkililer bir an evvel bu yatırımı başlatmalı. Dikili’nin temiz deniz ve doğada yaşamak anayasal hakkımız. Eğer arıtma altyapısı kurulmazsa Dikili, turizm ilçesi olma vasfını kaybedecek," diyerek yetkililerden net bir açıklama beklediklerini vurguladı.
Sevilay Kavak’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Kirlilik ve hastalık saçan derelerin islah edilmesi gerekiyor.
HABERİN VİDEOSU
"Biz burada oldukça büyük bir siteyiz, yani Sahilleraltı’nın neredeyse 3. büyük sitesiyiz. Site yönetimi olarak oldukça çevreye duyarlı bir siteyiz. 225 hane ve 5 adadan oluşan bir siteyiz. Tabii bizler yönetim olarak da ve burada oturanlar olarak da sahile, derelere, çevreye çok duyarlıyız. Arıtma tesisimizi kanunlarımıza uygun ruhsatlı bir şekilde düzenli olarak çalıştırıyoruz. Her ay bir denetimden geçiyoruz. Her ay su analizlerimiz yapılıyor. Bu bölgede 13 tane dere var. Birisi de hemen bizim yanımızdan geçiyor. Bizim sitemiz ve Töyko Sitesi’nin arasından akan bir dere bu. Bu dere yukarıdan geliyor. Yukarıda denize daha uzak sitelerin arıtma eksiklikleri var; arıtma tesisleri yok, bazılarında arıtma tesisi var ama elektrik maliyetinden dolayı geceleri arıtma tesislerini çalıştırmıyorlar. Ortalama akşam 10 civarı bu dereye arıtılmamış halde kanalizasyon atıklarını bırakıyorlar. Sabah kalktığınızda denizin yüzeyinde, özellikle kıyılara yakın yerlerde, çok ciddi kirlilikler, hatta dışkı parçaları gördüğümüz oluyor. Üyelerimiz yaz sezonunda yoğun olarak geldiğinde, yani deniz sezonu açıldığında, her yıl yaşadığımız çok ciddi bir problem var. Bu problem, öncelikle çocuklarda başlamak üzere, ateş, ishal, kusma ve cilt hastalıkları başlıyor. Bu yaşadığımız vakaların tek sebebinin denize atılan atıklar olduğunu biliyoruz.
Şimdi bizler yetkililerden şunu istiyoruz. Dikili Belediyemizden, İzmir Büyükşehir Belediyesinden, Çevre ve Şehircilik Bakanlığından, kaldı ki bu konuda taleplerimize yönelik bu kurumlarımızla temaslarımız da oldu. Kendilerine gerek basın yoluyla gerekse dilekçeler vererek ulaştık.
Öncelikle birinci adımda bu derelerin ıslah edilmesi. Biz Dikili Belediyesine müracaat ettiğimizde Dikili Belediye Başkanımız Adil Kırgöz bize dedi ki “Derelerin ıslahı İZSU’nun faaliyet alanına giriyor. Onun sorumluluğunda.” İZSU’ya da biz burada bulunan siteler olarak bir araya gelerek müracaat ettik. Fakat çok büyük bir devlet yatırımı yapılması gerektiği bize söylendi. Tamam, doğrudur. Büyük bir devlet yatırımı gerekir ama şöyle düşünün: Dikili İzmir’in son ilçesi. İzmir’in son ilçesi ama ve de son bakir koyları olan bir ilçesi. Yani bu denizlerimiz kirlenirse bir daha geri dönüşü yok. Hatta geçen sene Dikili’nin kanalizasyon problemi olduğunda biz kıyılarımızda müsilajımsı unsurlar da gözlemlemeye başladık. Yani denizlerimizin kirlenmesi bir günde olacak bir şey değil. Siz yıllar içerisinde göz ardı ettikçe yavaş yavaş bir bakarsınız ki denizimiz elden gitmiş. Geçmiş olsun. Bu durum gerçekleştikten sonra çok paralar harcasanız da tekrar denizimizi temiz haline döndüremezsiniz."
Çevre temizliği konusunda halkımızın bilinçlendirilmesi gerekiyor.
"Ben Dikili Sarıgül Sitesi Başkanı olarak ve bir vatandaş olarak çok önemli bir şey söylüyorum. Burada Dikili Belediyemiz halkımızın bilinçlenmesini sağlamak için çalışmalar da yapmalı. Ne anlatmak istiyorum? Sahilde sabah yürüyüşe çıkıyoruz. Bir bakıyoruz ki gece içkiler içilmiş, içkiler yerlerde, sular içilmiş, pet şişeler atılmış, denizin üzerinde yüzüyor. Halbuki biz ve diğer siteler her tarafa sahilde çöp kutularımızı koyduk. Bakın, Dikili Belediyesi değil, buradaki siteler olarak biz koyduk. Her yerde çöp kutusu var ama bizim vatandaşımız çöpü yere atmayı tercih ediyor. Demek ki bu konuda ne yapmak lazım? Halkımızı bilinçlendirecek, hatta cezai müeyyideler uygulayıcı, kabahatler kanununa da ceza yazılması gerekiyor. Ben sitemizin başkanı olarak bunu net olarak talep ediyorum. Çünkü biz çevremiz kirlenirse bu durumu geri döndüremeyiz."
Kontrolsüz büyüme nereye kadar?
"Yıllardır kangren haline gelmiş bir sorun yaşıyoruz, ama Dikili’nin de sabrı kalmadı. Şimdi birinci sorunumuz şu: Bir hastalığı tedavi etmeden önce bir tanı ortaya koyulmalı. Nasıl doktora gidiyorsunuz? Önce hastalığı tanımlıyorlar, bu konuda da böyle. Şimdi Dikili’nin alt yapısı sorunlu, kanalizasyonu sorunlu, içme suyu sorunlu, ama Dikili sürekli büyüyor. Neden büyüyor? Birinci sorun bu. Sahilleraltı yazlık bölge aslında tarımsal alan, tarım arazileri buralar. Tarım arazileri bir şekilde yapılaşmaya açılmış, bu duruma da tamam ama bunun bir planlaması neden yok? Nereye kadar büyüyeceğiz biz? Nerede dur denilecek? Neye dayanılarak bu yapılaşmalara izin veriliyor? Bakın, bizim sitenin hemen yukarısında yol boyunca kontrolsüzce evler yapıldı. Aslında inşaat yasağı da başladı 15 Mayıs’ta, ama Dikili hızla büyüyor. Şimdi bu evler yapıldığı zaman ne oluyor biliyor musunuz? Biz bir siteyiz, biz yapılırken kanalizasyon sistemimize kadar düşünülmüş, ama bu evlerin böyle bir şansı yok. Evin bahçesinin bir köşesine foseptik, bir köşesine su kuyusu açılıyor. Burada iki sorunla yüzleşiyoruz. Bu konuyu yetkili mercilerimizin çok ama çok önemli olarak üzerinde durmalarını istiyorum. Birinci sorun yeraltı suları bitecek, Konya’da olduğu gibi dev obruklar oluşacak ve bu nüfusa su yetmeyecek. İkinci sorunda bu foseptikler doğal olarak içme sularımıza karışacak, çünkü yüzlerce ev var, bu şekilde vidanjör geliyor, yarım yamalak çekiyor. Bir de insanlarımız az para ödemek için vidanjör bile getirmiyor. Dolayısıyla şimdi sistemler kurulur ve insanlar sistemlerin koyduğu kurallara uyarlar. Biz de ne oluyor? Bizde herkes kendi çözümünü kendi yaratsın noktasına getirilmiş. Bu durumda sorunları büyütüyor. Bakın, bugün çözemediğimiz bu sorun, 10 yıl sonra içinden asla çıkılamayacak bir hale dönüşecek."
Dikili’deki yapılacak olan Atıksu Arıtma Tesisi projesinin akıbeti hakkında yetkililerden net bir cevap bekliyoruz.
"Bize yerel seçimler öncesinde Dikili’de arıtma tesisi projesi hakkında bilgi ve sözler verildi. Evet, Dikili’nin arıtma projesi için kamulaştırma yapıldı. İhaleye çıkıldı. Kazma vurulacak. Bizlere böyle bir bilgi verilmişti. Ama şimdi duyuyoruz ki, bizim sitelerimizin başkanlarıyla WhatsApp bilgilendirme hattımız var. Şimdi herkes çok umutsuz, iptal olmuş herhalde diyor. İptal ediliyorsa neden?
O zaman ben Dikili Belediye Başkanımız Adil Kırgöz’den, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Cemil Tugay’dan şunu istiyorum: Yola çıksınlar Ankara’ya mı gitsinler, bakanlıklara mı gitsinler, kime gideceklerse gitsinler, bir an evvel bu arıtma yatırımı başlamalı. Bugün kazmayı vursanız nereden baksanız 5 yıl sürer süreç. Önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Tunç Soyer bize site başkanları olarak görüştüğümüzde bu konuda söz vermişti. Biz bu konuda bir açıklama bekliyoruz.
Burada yetkililerimizden ben şunu duymak istiyorum: Desinler ki, Dikili için sizlere daha önce duyurduğumuz arıtma projemiz başlayacak. Ya da engellendi, sebepleri şunlar. Bunu bilmek istiyoruz. Net bir cevap bekliyoruz. Çünkü bakın, bugün Dikili’ye yapılacak bir arıtma tesisinin zaten Sahilleraltına gelmesi en az 5 yıl sürer, çünkü buralarda da ara istasyonlar yapılacak diye açıklanmıştı bize.
Yetkili mercilerimize şu söylemek isterim: Bizim temiz havada, temiz denizde, temiz doğada yaşamak anayasal hakkımız. Bizler vergilerini veren dürüst insanlarız. Burada eğitim seviyesi yüksek, bilinçli insanlarız. Hepimizin tek isteği var. Biz sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Yetkililerimiz de lütfen sorumluluklarını yerine getirsinler. Çıkın bize anlatın. Sizlere destek vermemiz gerekiyorsa, destek de verelim. Şimdi acaba bu tasarruf tedbirleri açıklandı, ondan dolayı mı acaba arıtma projesinden ses seda yok? Tasarruf tedbirleri şimdi geldi ama Dikili’nin arıtma projesi çok daha önceden başlayan bir projeydi. Eğer gerçekten Dikili’de arıtma alt yapısı kurulmazsa ve bu dereler ıslah olmazsa siteler denetlenmez ve kontrolsüzce sitelerin foseptiği denize akmaya devam ederse, Dikili Dikili olmaktan çıkacak zaten. O zaman Dikili’nin bir turizm ilçesi olma vasfı kalmayacak."
Derelerin ıslah edilmesi bu kadar zor olmamalı.
"Şimdi bakın, hemen yanımızdaki derenin yaydığı koku ve kirlilikten dolayı inanılmaz bir sivrisinek ve karasinek var. Sivrisineklerin, karasineklerin hastalık taşıdığını biliyoruz. Bizler verandalarımızda oturamıyoruz. Ben her hafta sitemize ilaçlama yaptırıyorum ama başa çıkamıyoruz. Çünkü orada bir kaynak var. Bu kaynak kurutulmadığı sürece biz haşere sorununun önüne geçemeyiz. Dolayısıyla bakın, mantar hastalıkları bir taraftan, bir taraftan zoonoz kaynaklı hastalıklar. Şimdi dereye düşen kediler, köpekler taşıyıcılık, bulaştırıcılık anlamında çok fazla hastalık kaynağı var. Bu kadar zor olmamalı, yani şuradaki dereyi islah edip onun kenarlarını temizleyip biçtirip oraya gerekiyorsa biyolojik ilaçlar atarak orayı düzeltemek bu kadar zor olmamalı. Dikili belediyesinden gerçekçi bir çözüm istiyorum veya ilgili kuruluşlardan gelsinler, bizlerle toplantı yapsınlar, bakın, binlerce insanımızı temsil ediyoruz burada, ben şu anda 253 üyemizi temsilen karşımızdayım. Hepsinin adına konuşuyorum. Bu sorun çevredeki bizim gibi olan sitelerle birlikte binlerce insanımızı da ilgilendiriyor. Şimdi bize desinler ki, siz sitelerde şu şu konularda katkıda bulunun ya da destek olun, biz bu sorunu çözelim. Biz buna da varız. En önemli şey organize olmak, sorunu doğru tanımlayıp hangi aşamalardan çözüme gidilmesi gerektiğine karar vermek."
Ulaşım sorunumuz var. İZTAŞIT’ın buraya kadar hizmet vermesini istiyoruz.
"Bizim site yönetimimizde çalışanlarımız Dikili’den geliyor. Biz burada dolmuşlara muhtaçız. Dolmuşlar kışın saatte bir kalkıyor. Sabah otogarda yolcusu yoksa hareket etmiyor bile. Benim personelim dolmuş kalkmadı, işe geç kalacam diye beni sürekli arıyor. Biz ulaşım sorunumuz ile ilgili olarak yine tüm site başkanları olarak bir talepte bulunduk. 837 numaralı Aliağa’da, Dikili’ye kadar gelen otobüsün halk eğitimcilerin sonuna kadar hizmet versin. Bakın, burası emekli insanlarımızın, yaşlılarımızın ve gençlerimizin de yaşadığı bir yer. Şimdi Dikili’ye arabanızla gidemiyorsunuz çünkü çok müthiş bir park problemi var. Herkesin arabası yok. Arabasız insanlar neden bir tek dolmuşa mahkum ediliyoruz? Biz bu talebimizi resmi olarak yetkililerimize ilettik, bu konuda henüz sonuç alamadık. Ulaşım problemimizin çözülmesini istiyoruz, hiç olmazsa yaz aylarında İZTAŞIT’ın burada hizmet vermesini istiyoruz. Bu bir halk hizmeti. Bergama’da, Aliağa’da var, Dikili’ye kadar geliyor ama biz Dikili’den sonra yok sayılıyoruz. Artık pandemi döneminden sonra bütün sitelerimizde kışın kalanların sayısı giderek artıyor. Emekli insanlar büyükşehirden kaçtı ve burada gelip yerleşti. Buraya hizmet gelirse, bakın, Dikili’nin de nüfusu 50 bine çıkacağı için bu konu için özel gayret gösterenlerden biriyim ben. Çünkü iller bankasından ona göre pay alınacak. Dikili'nin bu konu için uğraşması gerekiyor. Burada yaşayan insanları yok sayarsanız, o insanlar da sizi yok sayarlar, bu doğru bir şey değil. Töyko sitesi dediğimiz yer artık koskoca bir mahalle, tamamen kışın insanlar orada oturuyor."
Yollarımızın yapılmasını istiyoruz.
"Bakın, parke taşlarımızla kaplı olan bu yollarımızla çok büyük sorunlarımız var. Daha önce Gediz Elektrik geçen yıl burada bir çalışma yaptı. Yolun kenarını kazdı, döşedi ama doğru düzgün kapatmadı. Yollarımız tümsek, bütün araçlarımızın amortisörleri bozuk. Biliyorsunuz, burada yaşlı insanlarımız elektrikli bisiklet kullanıyor, yollarımızın bu durumdan dolayı her an devrilme tehlikesi ile karşı karşıyalar. Yani yollarımızın yapılmasını istiyoruz."
Doğalgaz'ın gelmesini istiyoruz.
"Bir başka konuda burada bizim doğalgaz talebimiz var. Ve bizim üyelerimiz diyor ki, doğalgazdan dolayı temelli olarak gelemiyoruz. Çünkü elektrikle ısınma çok maliyetli. Ayrıca burada sürekli olarak elektrik kesintisi yaşıyoruz, elektrik alt yapısında da sıkıntı var. Bakın, ben burada kışın kaldığım için ani elektrik kesilmelerinden dolayı elektrikli ve elektronik bir sürü cihazımız yandı.Ani voltaj değişiminden Klimalarımızın, ısı pompalarımızın aksamları, anahtarlıkları yandı."
Yaşamsal önemi olan problemleri talep etmenize gerek var mı?
"Bu saydıklarım, yaşamsal önemi olan çok büyük problemler. Dikili’nin bir de en büyük eksikliklerinden biri de hastane yok. Birçok insanımız burada kalıcı olarak oturacak aslında. Hastanemiz yok. Bakın, Dikili’deki devlet hastanesi, bir sağlık ocağından bile kötü durumda. Bir tane Gülkent’te sağlık ocağımız var, Aile hekimimiz de orada. Tetkik yaptıracaksınız ya Bergama’ya gideceksiniz randevu alamıyorsunuz ya da Ayvalık’a gideceksiniz randevu alamıyorsunuz. İzmir dediğimiz yer buradan 2 saat uzaklıkta. İşte bu taleplerimizin karşılanması açısından yetkililerimizden ciddi ve aktif olarak harekete geçmesini istiyoruz. Çözüm ilgili mercilerde aslında bu saydığım konuları bizim talep etmemize gerek yok, bu taleplerimiz bizim doğal haklarımız, yani siz arıtma tesisi olmayan, kanalizasyonu sorunlu bir şehir düşünebilir misiniz? Bunu talep etmeye gerek var mı? Bu talep edilmesi gereken bir şey değil, bu zorunlu olması gereken bir şey, bir şehir kurulmadan önce alt yapısı kurulur. Önce alt yapıyı yapınız, diyelim ki 100 bin kişilik mi yaptınız alt yapıyı, 100 bin kişiyi kapsayacak yapı izni verirsiniz."
Commentaires