ÖZEL RÖPORTAJ: Erdal Divriklioğlu
Türkiye Maden İşçileri Sendikası Bergama Şubesi Başkanı Ferdi Kılınç, geçtiğimiz günlerde Koza Altın İşletmeleri'nin Ovacık ve Çukuralanı maden işletmelerinde düzenlediği basın toplantılarında, maden işçilerinin karşı karşıya kaldığı zorluklara dikkat çekti. Özellikle yüksek vergi yükü, enflasyon, ve yeraltı sigortası ile ilgili yaşanan sıkıntılar gündemin en önemli başlıklarını oluşturdu. Bu açıklamalarının hemen ardından, www.izmiryasam.net olarak Kılınç’la özel bir röportaj gerçekleştirdik. Kılınç, maden işçilerinin hak mücadelesini ve yeraltı sigortasının işçiler için hayati önemini tüm detaylarıyla anlattı. Kılınç, "Yeraltı sigortası bizim hakkımız, bedelini canımızla ödedik. " diyerek yeraltı madencilerinin karşılaştığı tehlikelere ve hak kayıplarına vurgu yaptı. Kendisi de 2016 yılında geçirdiği bir iş kazası sonucunda omuriliğinden yaralanarak 12 platinle yaşamını sürdürmek zorunda kaldığını belirtti.
İşte Ferdi Kılınç’ın çarpıcı açıklamalarından satır başları…
Geçtiğimiz günlerde Koza Altın İşletmeleri Ovacık ve Çukuralanı maden işletmelerinde iki basın toplantısı yaptınız. Bu toplantılarda özellikle büyük sıkıntılar yaşadığınızı dile getirdiniz. Şu an en büyük sorunlarınız neler?
Ferdi Kılınç: “Şu an Türk-İş önderliğinde Türkiye’de 81 ilde "geçinemiyoruz", "dardayız" diye basın açıklamaları yapıyoruz. Yüksek vergi, yüksek enflasyon nedeniyle maaşlarımız eridi, geçim şartları çok ağır. Bununla ilgili Türkiye’de 81 ilde basın açıklamaları yaptık. Türk-İş’e bağlı bütün sendikalar bu basın açıklamalarını yaptı. Biz de Koza Altın’ın Ovacık İşletmesi ve Çukuralan işletmesinde hem genel konularla hem de işletmelerimizdeki konularla ilgili basın açıklamaları gerçekleştirdik. Ovacık’taki ilk basın açıklamamızda adaletsiz bir vergi düzeninden bahsettik. Çok kazanandan az, az kazanandan çok vergi alınıyor. Zaten enflasyon nedeniyle maaşlarımız eridiği için bir de vergi yükünün altında eziliyoruz. Sendikalar ne kadar iyi bir sözleşme yaparsa yapsın, bu sözleşmenin geçerliliği maksimum 6 ay sürüyor. 6 ay sonra yaptığımız sözleşmeler çöp oluyor. Neden? Çünkü enflasyon nedeniyle alım gücümüz düşüyor. Türkiye’deki fiyat artışlarındaki istikrarsızlık nedeniyle, yaptığımız zam oranı ne olursa olsun bu durumdan etkileniyoruz.
2024 yılında, daha yıl sonu enflasyonu belli olmamışken aldığımız zam oranı ortalaması %100’ü geçti. Ama buna rağmen, sadece 6 ayda yine geçinemeyecek duruma geldik. Özellikle az kazanan, çok vergi ödüyor. Şu an arkadaşlarımız %27’lik gelir vergisi dilimine girdiler ve yer üstünde çalışan bir işçiden her ay 19-20 bin TL gibi vergi kesiliyor. Vergi dilimleri gelir arttıkça hızla yükseliyor ama güncellemeler çok düşük yapılıyor. Mesela, yıllık 120 bin TL kazanan biri %18’lik dilime giriyor ama eskiden 6 ayda ulaştığımız vergi dilimlerine şimdi 3 ayda ulaşıyoruz. Yıl sonu gelmeden %40’lara varıyoruz. Yani devletimizin işçimizden yıl ve ay bazında aldığı vergiler çok fazla. Çalışan işçimiz kişiden kişiye değişmekle birlikte yılda bir maaştan fazla, hatta iki buçuk maaş kadar vergi ödemek zorunda kalıyor. Bu durum işçiler için büyük bir sorun.
20 Ekim’de Ankara Tandoğan Meydanı’nda bütün sendikalarla birlikte büyük bir eylem düzenleyeceğiz. Orada da bu durumu dile getireceğiz. Biz işçileri artık meydanlara indirmeye karar verdik. İşçiler olarak Türkiye’deki gelir ve vergi adaletsizliğini gündeme taşımak için topluca orada olacağız.”
Sendika olarak Koza Altın İşletmeleri'ndeki yaşadığınız sıkıntılar hakkında neler söylemek istersiniz? Özellikle yeraltı sigortası konusunda yaşadığınız sorunu da anlatır mısınız?
“Felç kalma riski yaşadım, madencinin hakkı olan yeraltı sigortası gasp edilemez!”
Ferdi Kılınç: "Evet, Koza Altın İşletmeleri'nde de bazı sıkıntılar var. Maden işçileri olarak şu an en büyük sorunlarımızdan biri yeraltı sigortası. Yeraltı sigortası, yerin altında çalışan işçilere devletimizin verdiği bir haktır. Erken emeklilik ve vergiden muafiyet gibi avantajlar içerir. Ayrıca, Soma’da 301 madencinin hayatını kaybettiği facianın ardından yeraltı çalışanlarına haftada 2 gün tatil hakkı tanındı.
Çalışma Bakanlığı tarafından 2 ay önce Koza Altın İşletmesi'nde bir denetleme yapıldı. Bu denetlemeden sonra devletimiz, çalışan işçilerin %60-70'inin bu hakkını geri almaya çalışıyor. Devletimiz diyor ki: 'Siz yeraltında uzun süre kalmıyorsunuz, bu nedenle yeraltı sigortanızı yarım yatıracağız.' Madenciler, yeraltına girmeden önce kelime-i şehadet getirerek çalışmaya başlar, çünkü madende çalışmak o kadar ağır ve tehlikelidir. Bu işin doğasında ölüm riski var. Ben de bizzat Ovacık Altın Madeni İşletmesi'nde 2016 yılında bir iş kazası geçirdim, omuriliğim kırıldı ve şu an 12 platinle yaşıyorum. Eğer biraz daha şanssız olsaydım, belki de belden aşağısı felçli olacaktım ve yürüyemeyecektim.
Ağır ve tehlikeli bir iş olan madencilikte çalışan bir işçiye, bir operatöre ya da bir bakımcıya 'Sen yeraltında ne kadar saat kaldıysan, o kadar yeraltı sigortası alacaksın' demek çok yanlıştır. Bu, hakkın gaspı olarak görülüyor. Biz yeraltı sigortasının kesinlikle yeraltı işçisinden alınmasını istemiyoruz. Yeraltına girdiği süreye göre bir ayrım yapılmasını istemiyoruz. Yeraltında işi olan, düzenli olarak giren her arkadaşımızın bu devletimizin verdiği haklardan sonuna kadar faydalanmasını istiyoruz. Çünkü biz bu hakları kolay kazanmadık, kanımızla canımızla bedel ödeyerek kazandık. Örneğin, Soma’daki 301 madenci faciası olmasaydı belki hâlâ haftada 6 gün çalışıp 1 gün dinleniyor olacaktık.
Ayrıca, madencilik yasası Anayasa'da yer alan maddelerle korunan anayasal bir haktır. Koza Altın İşletmeleri'nde yıllardan beri var olan bir sistemimiz var; yeraltına giren bütün personel, yeraltı haklarından faydalanır. Biz bu haklarımızın aynı şekilde devam etmesini istiyoruz. Yeraltında kaldığımız süreden ziyade yeraltında ne kadar katkı yaptığımız önemlidir. Yani bir işçinin, bir operatörün, makinacının veya haritacının yeraltına katkısı ve performansı önemlidir. Yeraltında makinelerle altın cevherini çıkarıyoruz. İş makinelerimiz var, makinelerin bakımcısı olmadan ya da yeraltında bir jeolog olmadan yönümüzü bulamayız, harita personeli olmadan ise nerede neyin olduğunu bilemeyiz. Herkesin bir görevi var; yeraltı madenciliği bir bütündür. Bir departmanı ya da kişiyi devreden çıkarırsanız sistem tıkanır. Biz diyoruz ki: 'Bizim haklarımıza dokunmayın, çalışma sistemimizi bozmayın.”
“Parçalı yeraltı sigortası sistemiyle işçiler, hangi hak kayıplarıyla karşı karşıya kalacak?"
"Parçalı Yeraltı Sigortası: Daha Geç Emeklilik, Daha Fazla Vergi, Daha Fazla Hastalık!"
Ferdi Kılınç: “Parçalı bir sistem getirmeye çalışıyorlar. Yeraltında ne kadar kaldıysan, o kadar saatlik bir sigorta açacaklar işçinin bordrosunda. Burada hak kaybına uğrayacak işçimiz, yeraltı işçisi olduğu halde hak kaybına uğrayacak. Yer üstüne bu arkadaşımız çıkıyorsa da, yer üstünde yine yeraltının işini yapıyor, yani bölümü zaten yeraltı. O zaman yeraltından çıkmış olmuyor ki! Buradan Çalışma Bakanlığı’na sesleniyoruz, Koza Altın İşletmemizin yöneticilerine de sesleniyoruz: Bu işçimizin zaten yeraltı işçisi.
Eğer bu şekilde parçalı bir sisteme geçilirse ciddi hak kayıplarımız olacak. Birincisi, erken emeklilik zamanımız uzuyor; 30 gün olarak yeraltı sigortası yatırılmıyor. Örneğin, kaç saat yeraltında işçimiz kaldıysa, örneğin 157 saat yeraltı çalışması var; bunun 100 saati yerüstü, 57 saati yeraltı olduğu zaman vergiye giriyor, maaşı düşüyor. Normalde uygulamada yeraltında çalışan işçi %15 vergi veriyor. İkincisi, dinlenme saati bozuluyor. Haftanın 6 günü çalışıp bir gün dinlenmesi gerekiyor. En ağır ve en tehlikeli işi yapan, zaten vardiyalı çalışan bir arkadaşımızın bütün dengeleri bozuluyor.
Erken emeklilik konusuna tekrar dönecek olursam, devletimiz: “Siz madenciler yerin altında duruyorsunuz, size çok yakışıklısınız, çok çalışıyorsunuz, çok üretiyorsunuz.” diye bu hakkı vermemiş. Biz bedel ödeyerek aldık bu hakları. Şimdi yeraltında çalışan bir insanın maruz kaldığı durumları anlatayım: Bir kere çok yoğun, nemli bir ortamda çalışıyor. Kemik hastalıkları, fıtıklarımız, akciğer rahatsızlıkları, KOAH, akciğer kanseri... Şu an fıtık rahatsızlığı geçirmeyen madenci yoktur. İşte parçalı sistemi getirirlerse, normalde 13.5 yılda yeraltı sigortası dolarken, bu sistemle 20-25 yıl uzuyor. İşçimizin hem emeklilik süresi uzuyor hem de bu hastalıklara maruz kalma riski artıyor.
Devlet bize bu hakkı niye verdi? Önceden 11.5 yıldı bu süreyi. Yeraltında çalışan bir işçi, 20 yıllık sigortalılığı günü doldurduğu zaman yaş gözetmeksizin 39-38 yaşında bile emekli olabiliyordu. Devlet hastalıklar riski ile olan işçiye diyor ki: “Sen erken emekli ol, biraz yaşa.” Çok acıdır ama bu böyle. Bu yüzden bu haklar verilmiştir. Biz 13.5 yılı nasıl dolduracağımızı düşünürken, şimdi 20-25 yıla çıkacak olasılığı düşünür olduk ve bunu da devletimiz sadece vergi alabilmek için yapmaya çalışıyor. Yeraltı işçisinden 3 kuruş daha fazla vergi alabilmek için, tamam biz vergimizi zaten veriyoruz.”
Parçalı Yeraltı Sigortası Sistemine Koza Altın İşletmeleri'nde geçildi mi peki?
Ferdi Kılınç: "Ekim ayından itibaren Koza Altın işletmelerinde bu sisteme geçtiler. Daha net değil ama biz Maden İş Sendikası olarak direnç gösteriyoruz. Bu uygulamanın kaldırılmasını istiyoruz. Bu sistemin madenimize, işleyişimize ve üretimimize zarar vereceğini düşünüyoruz. Bu konu ile ilgili işverenle görüşmelerimizi sürdürüyoruz."
Yeraltı sigortasına yönelik parçalı sistem sadece Koza Altın işletmelerinde mi var yoksa tüm madencilik işletmelerinde mi var?
“Bu uygulama-sistem Çalışma Bakanlığı’nca Türkiye’deki bütün madenlere gitmiş, gel gör ki şu anda Koza Altın işletmelerinde mavi yaka işçiye uygulanmaya başladı. Diğer maden işletmelerinde beyaz yaka personeline uygulandığını duyduk ama mavi yaka yeraltında çalışan işçiye dokunulmadığını biliyoruz; sadece Koza Altın işletmelerinde bu şekilde bu uygulamaya geçildi. Bunu istemiyoruz; bunun için mücadele vereceğiz. Hak edenden hak ettiği kadar vergi alınmasını istiyoruz."
Parçalı yeraltı sigortası Koza Altın İşletmeleri'nde kaç işçiyi ilgilendiriyor?
Ferdi Kılınç: “Şu an bizde mevcut yeraltı sigortasından faydalanan 700 arkadaşımız var; Yaklaşık 326 tane kişiyi Koza Altın İşletmeleri tam göstermeye çalışıyor. Burada 400 kişiden fazlası hak kaybına uğrayacak. Bu şekilde devletimiz yer üstüne çekilen işçiden daha fazla vergi alacak. İşçiden alınan standart %15 gelir vergisi kesintisi, bu şekilde bir ay sonra çok daha artacak.”
Koza Altın İşletmeleri varlık fonuna geçti, bunun işçi üzerinde etkisi ne oldu?
Ferdi Kılınç: “Koza Altın İşletmeleri TMSF'deydi, şu anda varlık fonunda. İşçi açısından maaşlarımızda ve haklarımızda bir değişiklik olmadı. Bu ay bir yönetim genel kurulu olacak diye bir bilgi aldık. İşçi açısından bir şey değişmedi; bu parçalı yeraltı sigortası uygulaması, şu anki devam eden yönetim tarafından alınan bir karar. Yeni bir yönetim gelip de alınan karar doğrultusunda uygulanan bir karar değil."
Comments