www.dikiliyasam.com- Özel Haber-Nuri Bilim
Zeytin ve zeytinyağı sezonunun açılmasıyla birlikte, zeytinyağı fiyatlarının da yüksek seviyelere çıkacağını, bunun da bu yılın kurak geçmesinden, zamanında yağmurların yağmamasından kaynaklandığını ifade eden Dikili Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mesut Taslak, "Tüccarlar, ellerindeki eleklerde zeytinleri kategorilerine göre fiyat vermek isterken, bazı eleklerin kalibre hatalı olduğu yönünde şikayetler alıyorum" dedi ve zeytin tarımıyla ilgili şu bilgileri verdi:
"Zeytin sezonu başladı, ancak bazı yerlerdeki üreticiler yağmur yağmasını bekliyor; bazı üreticiler, bitkinin kendine gelmesini, biraz soğuk olmasını istiyor, böylece bitki kendini sıksın diye bekliyor; bir kısmı üretici de zeytin hasadına başladı. Trilye dediğimiz sofralık zeytinlerin toplanmasına başlandı. Yağ sıkım fabrikalarımız faaliyete geçti ve sıkımlar başladı. Bilinmektedir ki 5 kilo zeytinden 1 litre yağ çıkarılmaktadır. Yağmur yağmayan yerlerden toplanan ve sıkıma gelen zeytinlerden ise 7 kiloda 1 litre yağ çıkarmak zorunda kalan üreticilerimiz var. Bu verimler, toprağa ve iklim şartlarına göre değişir; çok güzel günlerde ise bu verim 3 kilo zeytinden 1 litre yağa kadar düşebiliyor. Yağ durdukça kalınlaşır ve asit’e doğru gider. Eğer o yağı soğuk ve güneş görmeyen yerlerde krom kaplarda muhafaza ederseniz, uzun süre dayanır; plastiklerde yağ olursa daha çabuk asit'e gider."
ZEYTİN ELEKLERİ DENETLENMELİDİR
Bölgemizde bunlar yapılırken, çiftçilerimizden de talepler geliyor. Bu talepler; tüccarlardaki zeytin eleklerinin incelenmesi ve araştırılmasıyla ilgilidir. Adam zeytini bir tüccara götürüyor. (Biz zeytinin irilik ve küçüklük ölçüsüne kalibre deriz.) Ayrı bir kalibre çıkıyor, aynı zeytini bir başka tüccara götürüyor, başka kalibre çıkıyor. Ben de bunu konuda araştırma yaptım. Öğrendiğim bilgiye göre, tüccar bu elek deliklerini kendi ayarlıyormuş, lastikleri varmış, gerilmesi veya gevşetilmesi durumunda zeytin kalibreleri farklı bu eleklerden geçiyormuş. Bu da üreticinin zeytinden kazanacağı paraya yansıyormuş.
Durumu ilçe tarım müdürlüğü ile görüşerek, "Siz mi, yoksa biz mi bu işin üzerine gideceğiz?" dedim. Meğer bunu inceleyecek ve denetleyecek merci Ticaret Bakanlığıymış. Ben de çiftçilere, şikayetlerini Ticaret Bakanlığı'na yaparak, bu tüccarlardaki eleklerin denetlenmesini isteyebileceklerini söyledim. Ne yazık ki çiftçi bu yönden talepte bulunmadı. Biz yaptırım hakkına sahip olmadığımız için, sadece çiftçinin taleplerini bir üst kurula bildirebiliyoruz. Çiftçinin ileri sürdüğü bu konunun gerçekliği var, ama bizim makine konusunda bilgimiz yok. Biz Dikili Ziraat Odası olarak, Ticaret Bakanlığı yetkililerine bu konunun üzerine düşmesini, ve çiftçilerin tüccarlar tarafından yapılan mağduriyetlerinin giderilmesi, zeytin eleklerinin incelemelerini istiyoruz. Aslında Ticaret Bakanlığı görevlileri veya yetkilileri, zeytin sezonu başladığında genel bir kontrol yapması gerekir.
ZEYTİN FİYATLARI YÜKSEK, DAHA DA YÜKSELEBİLİR
Zeytin fiyatları yüksek, daha da yüksek olabilir. Tariş’in fiyatlarına bakarsak, üreticiden alış fiyatı şu an Edremit bölgesi için 0.3 asit sızma yağda net fiyat 286 lira 15 kuruş. Gemlik türü zeytinlerde ise firmalar kendi alım politikalarını uyguluyorlar. Bizim bölgemiz, Akhisar borsasına bağlı. Marmara bölgesine göre fiyat belirlense, daha yüksek fiyat belirlemesi olacak. Amele ücretleri pahalı, makine kullananlar bin liranın üzerinde yevmiye alıyor, sanırım. Kırma ve çekiştelik zeytinlerin fiyatları da geçtiğimiz yıla oranla artış gösterdi. Pazarcılar arasında kendi ürünlerini ya da başka tarlalardan alıp satanlar da var. Ekonomik şartlar çok yüksek olduğu için, her şey ve özellikle gıda ürünleri pahalı. Üreten içinde zor, mazot, gübre, girdi maliyetleri arttı. Tariş’in belirlediği fiyatın altında kimse ucuz zeytinyağı satmaz. Geçen yılın zeytinyağı ucuz olabilir, ama yeni sıkımlar pahalı olacak.
ZEYTİNYAĞI PİYASADA LİTRESİ 350'TL’ DEN AŞAĞI OLMAZ DİYE DÜŞÜNÜYORUM
Bazı bölgelerde zeytin yok. Olanlarda az çıkıyor. Bazı bölgelerdeki ağaçlarda bu sezon ürün vermemiş, kendini dinlenmeye almış oluyor. İşte bu nedenle fiyatlarda artış oluyor. Bu yıl benim şahsi fikrim, piyasada litresi 350 liradan aşağı zeytinyağı satılmaz. Zeytin işçinin fiyatına gelirsek, bizde yerine teslim denilir. Tarla sahibi hiçbir işe karışmaz. Dayı dediğimiz işçilerin başında bulunan kişi işçileri getirir ve işe başlatır. İşçi yevmiyesi 500 lira, ama işçinin eline 400 lira geçer. Dayı denilen kişi işçi başına para alır. Bir de makineli (sırıkçı) olanlar var, onlar da bin lira yevmiye alırlar. Toplamda maliyet fazla olsa da zeytinci bunu önemsemiyor, çünkü zeytin fiyatı yükseldi. Zeytin üreticisi bu yıl hayatından çok memnun, zeytincinin yüzü gülüyor.
SULAMA BİRLİĞİ İLE ÇİFTÇİ ARASINDA SIKINTI VAR
Çiftçilerimiz ile sulama birliği arasında sıkıntı yaşanıyor. Kayyumla yönetilen Altınova Dikili Sol Sahil Sulama Birliği, süreci iyi yönetemedi. Sezon başında kuraklıkla ilgili bir sıkıntımız vardı. Birlikten bize, bu kuraklıktan dolayı suları idareleri kullanmamız gerektiğini bildirdiler, ama süreci idare edemediler, kanalları temizlemediler, çatlak olan yerleri onarmadılar ve sezon ortasında suyumuz bitti. Mahsuller tarlada evrimini tamamlamadan susuzlukla karşılaştı. Çiftçi bu sıkıntıdan mahsulünü kurtarmak için çareyi yer altı sularını kullanmakta buldu ve sezonunu bitirdi.
Hep bunlar yaşanırken, yapılan anlaşmaya göre, yazın 3 gün Dikili çiftçisine, 3 gün de Altınova çiftçisine su verilecekti ama bakıldığında, Altınova çiftçisi, Dikili çiftçisi gibi bu kuraklıkta hiç sıkıntı çekmemiş. Dikili çiftçisi neden sıkıntı çekti? Sulama birliği kanal temizliği ve tamiratları iki günde tamamlayınca, çiftçinin üç gün suyu kullanma süresi bir güne indi. Bu çiftçiler ne zaman tarlalarını sulayacaktı? Ne kadarını sulayacaktı? Onun için yer altı suyu kullanmak zorunda kaldılar.
Ben bu konuyu yetkililere bildirdiğimde; bu gün, yarın, onarım yapılacak diye beni de oyaladılar. Sulama birliği bu süreci iyi yönetebilseydi, bakım ve tamiratı daha önceden yapsalardı, çiftçinin yer altı suyu kullanmadan 25 günlük daha sulama süresi olacaktı. Hazır kullanılacak su varken, hangi çiftçi, yer altı suyu çıkarmak için elektrik kullanacakta tarlasını sulayacak. Bunların hepsi sulama birliğinin süreci iyi kullanmamasından kaynaklanıyor.
Bir de üstelik, yer altı suyu kullandı diye, çiftçimize para cezası yazıyorlar. Bu ne ceza deyince de Cumhurbaşkanlığımızın 2023 yılı 6963 sayılı, Türkiye’deki yer altı sularının işletme ve bakım ücretleri ile ilgili kararnamesini gösteriyorlar. Eğer çiftçi sulama birliği bölgesinde yer altı suyu kullanırsa dekar başına 30 liradan aşağı ceza yazılması belirtilirken, bazı çiftçilere ektiği alana göre, 5 bin, bazı çiftçilere Bin lira, bazılarına da 250 bin lira ceza yazmışlar.
Bergama ve Aliağa ziraat odalarında da böyle sulama birliği var, onlarda böyle bir şey olmazken, neden bizim bağlı olduğumuz sulama birliğinde böyle şeyler oluyor ve çiftçimiz mağdur oluyor. Her bölgedeki sulama birliği kendi yönetimi ile idare eder. Bizimkisi de böyle idare ediyor. Sulama birlikleri de DSİ'ye bağlıdır. Çiftçilerimiz ile yapacağımız toplantıya, sulama birliği yetkililerini de çağıracağız. Gelirlerse, çözüm bulunabilir, aksi takdirde gelmedikleri takdirde, çiftçilerimiz bu konuyu yargıya taşıyacaklar.
コメント