Röportaj: Erdal Divriklioğlu
www.izmiryasam.net olarak bayram öncesinde Menemen CHP Meclis Üyesi ve İzmir Büyükşehir Belediyesi Meclis Üyesi Uygar Kanmış ile gerçekleştirdiğimiz röportajda, Menemen Belediyesi'nde yaşanan işçi çıkarmalarını ele aldık.
Menemen Belediyesi'nde yaşanan işçi çıkarmaları ile ilgili olarak çarpıcı bir iddiada bulunan Kanmış, "Ağustos ayı sonuna kadar şu an çıkarılan işçiler dahil toplamda 1.100 işçinin işten çıkarılması hedefleniyor. Biz bu duyumu aldık," dedi.
Menemen Belediyesi'nin arazi satışlarından elde ettiği gelir ve bütçesi ile ilgili çarpıcı iddialarda bulunan Kanmış, "Menemen Belediyesi'nin 2023 yılı son bütçesi 4.7 milyar TL olarak belediye meclisinde açıklanmıştı. Menemen’de şu an itibarıyla yapılan, yapımı devam eden, proje aşamasında olan, üretimi ve imalatı devam eden veya biten, açıklanan ve övünülen tüm projeleri toplarsanız en fazla 1.5 milyar TL yapıyor. Kalan para nerede diye sorduğumuzda, önergeler verdiğimizde ve sorduğumuz sorulara cevap alamıyoruz," dedi.
1994 İzmir Konak doğumlu olan Kanmış, uzun yıllardır Menemen’de yaşıyor. Ömer Halisdemir Üniversitesi inşaat mühendisliği ve inşaat teknolojileri bölümlerinden mezun olan Kanmış, 2019 yılında Menemen Belediyesi’nde inşaat mühendisi olarak görev yapmaya başladı. Yerel seçimlerde CHP’den belediye meclis üyesi olan ve aynı zamanda İzmir Büyükşehir Belediyesi meclis üyesi olarak görevine devam eden Kanmış'a biz sorduk, o da sorularımıza uzun uzun cevap verdi.
Uygar Bey, Menemen Belediyesi'nde yaşanan işçi çıkarımları, yapılan arazi satışları şu anda gündem. Bu konuda neler söylemek istersiniz?
Uygar Kanmış: “Aydın Pehlivan, Menemen Belediye Başkan Vekili olarak göreve geldiğinde, Menemen Belediyesi'nde bir işçi çıkarımı olup olmayacağı yönünde belediye meclisinde tartışmalar olmuştu. Aydın Bey de söz aldığında, Akhisar Belediyesi ile Menemen Belediyesi'ni kıyaslamıştı. Akhisar Belediyesi'nin Menemen Belediyesi ile aynı durumda olduğunu, nüfusunun aynı olduğunu, yüzölçümünün yakın olduğuna dair bilgiler vermiş ve orada 820 personelle belediye hizmetlerinin yürütüldüğünü, Menemen'de ise 1300 civarı personelle bir yönetim devraldıklarını söylemişti.
Geride bıraktığımız yerel seçimler sonrasında yapılan son meclis toplantımızda, Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan, ağzından kaçırarak "1497 personelle ben burayı devraldım" demişti. Ama biz biliyoruz ki onun daha altında bir rakamdı. Net çalışan personel sayımızı öğrenmek için yazılı önerge verdiğimizde reddedildi. Cevap bile vermediler. Gündeme dahi almadılar. AK Parti ve MHP oylarıyla verdiğimiz yazılı önerge reddedildi.
Aydın Bey, Menemen Belediye Başkan Vekili olarak göreve geldikten sonra her ay düzenli olarak personel alımına başladı Menemen’de. Menemen’de her sokakta kime denk gelseniz, belediyede çalıştığını ifade ediyordu. Artık yerel seçimlere yönelik çalışmalarına başlamıştı. Bu arada, oldukça fazla arazi satışlarıyla Menemen gündeme gelmişti. Çılgınca bir bütçe çok hoyrat bir şekilde kullanılmaya başlanmıştı. Aydın Bey, “Maaş ödeyebiliyorum, o yüzden işçi alıyorum” demişti. Tabi, hazıra dağ dayanmaz. Menemen’de on binlerce, yüz binlerce hatta Serbest Bölge olarak ilan edilen alanla birlikte milyonlarca metrekare arazi satıldı ve bu satışlardan çok ciddi gelirler elde edildi. Menemen Belediyesi'nin 2023 yılı son bütçesi 4.7 milyar TL olarak açıklanmıştı mecliste.”
Peki 2023 yılı son bütçesi olan 4.7 milyar TL ile Menemen’de hangi projeler yapıldı veya yapılmakta? Projelerin şu anki durumu nedir?
Uygar Kanmış: “Tabi bu satışlar yapıldığında, ne tür hizmetler veya projeler yapılacak diye sorduğumuzda, “Biz yatırım yapacağız” dediler. Tabi, şu an yapılan projeler daha bugün itibariyle bile inşaatı devam ediyor. Projeler tamamlanmadı, projeler hâlâ yarım. Kimisinin inşaatı devam ediyor, kimisi tamamlanmak üzere, bir kısmı da açıldı tabi. Bu projelerden biri battı-çıktı idi, ekolojik çocuk köyümüzdü. Lakin, bu projeleri yüklenen firmaların da ödemeleri tamamlanmadı. Belediye meclisinde Aydın Pehlivan’a bu projelerle ilgili tek tek sormuştum. Hatta o da bana teşekkür etmişti, projelere vakıf olduğum noktasında. Lakin sorularımıza cevap alamadık. Tamamlanan projelere ne kadar borcumuz var, devam eden projelerin tamamlanma seviyesi kaç, seviye oranı göz önünde bulundurularak yüzde kaç oranında hak edişlerini ödediğiniz diye sorular sorduk. Bunların hiçbirine cevap alamadık. Elde edilen gelirin nereye harcandığı belirsizdi.
Menemen’de, tüm Menemenlilerin gözlerinin önünde sürekli çiçekler dikildi, çiçekler söküldü. Laleler dikildi, laleler söküldü. Şehrin girişlerine TAG’lar yapılmaya başlandı. Bu yapılan işlerin de ne kadarının ödemesi yapıldı belli değil. Ne kadarlık bir kısmı ödendi, daha ne kadar ödemesi var belli değil. Daha kaç tane yapılacak o da belli değil. Aydın Pehlivan, Serdar Aksoy döneminde Menemen’de yapılan saat kulesine çok tepki göstermişti. Gereksiz olduğunu iddia etmişlerdi. Lakin kendileri de şu an Menemen’de her mahalleye bir saat kulesi dikiyorlar. Hani derler, “Kul kınadığını yaşamadan ölmezmiş.” Şu an Menemen’de de bu durum var.”
Yani devam eden veya biten projelerin hak ediş seviyeleri ve ödeme durumları ile ilgili olarak Menemen Belediye Meclisi'ne önergeler verdiniz, sorular sordunuz fakat hiçbir cevap alamadınız.
Uygar Kanmış:
Menemen Belediyesi’nin 4.7 milyar TL’lik bütçesi nereye gitti? Bilmiyoruz.
“Cevap verme durumları olmadı çünkü onlar da biliyorlar cevap verirlerse işin içinden çıkamayacaklar. Zira Menemen’de şu an itibarıyla yapmış oldukları, yapımı devam eden, proje aşamasında olan, üretimi ve imalatı devam eden, açıkladıkları ve övündükleri tüm projeleri toplarsanız en fazla 1.5 milyar TL yapıyor. Lakin Menemen Belediyesi 4.7 milyar TL’lik bir bütçeyi yok etti. Kalan para nerede diye sorduğumuzda cevap alamıyoruz. Bu para nereye gitti?
Tabii ki konserler, organizasyonlar, ağırlama, karşılama ve konaklama giderleri gibi festivallerde getirilen sanatçılara ciddi ödemeler yapıldı. Bunun dışında reklam... Özellikle Aydın Bey kendi reklamını yaptırmayı çok seviyordu. Sadece İzmir’de değil, Menemen’de de olmadı bu reklamlar. Ankara’da dahi kendi fotoğraflarıyla Menemen Belediyesi'nin havaalanlarında reklamlarını görebiliyordunuz. Reklama çok ciddi rakamlar harcandı. Zira kendisi tanınmıyordu. Tanınması için bu reklamları yapması gerekiyordu ki kendi bilinirliği artsın. Bunu da kendi bütçesinden yapamayacaktı, nasıl yapalım? Belediye’de de böyle bir bütçe var, bunu bu şekilde kullanalım. Biliyorsunuz Sayıştay’ın bu konuda ciddi uyarıları vardır. Belediye bütçesi ile belediye başkanı kendi reklamını yaptıramaz diye. Menemen’de ıslak mendillerde dahi Aydın Bey’in adını veya fotoğrafını görebilirsiniz.
Aydın Bey görevi devraldığında farklı bir başkandan da devralmadı. Menemen Belediye Başkan Vekili idi. Yerel seçimler sonrasında Menemen Belediye Başkanı oldu. Sadece unvan değişikliği oldu. Biz kendisine de sorduk. Belediyenin 1 Nisan itibarıyla ne kadar borcu var, kasasında ne kadar para var? Belediye şirketlerinde, MENAŞ ve METASU şirketlerinde kaç personel var? Bu şirketlerin ne kadar borcu, ne kadar alacağı var diye sorduğumuzda bu sorularımızı önerge olarak da verdik, kendilerinden herhangi bir cevap alamadık. Çünkü açıklarsa insanlar daha da büyük bir tepki ile kendisine karşılık vereceklerdi.”
Aydın Bey, Menemen Belediye Başkan Vekili olarak göreve geldikten sonra her ay düzenli olarak personel alımına başladı. Yerel seçimlere doğru Menemen'de her mahallede kime denk gelseniz, belediyede çalıştığını ifade ettiğiniz bu süreci bir açar mısınız?
Uygar Kanmış: “Her mahallede değil, artık apartmanlarda bile belediyede çalışan personel vardı. Bizde sorarlar bilirsiniz: Çocuğun okulunu bitirdi mi? Bitirdi. Çalışıyor mu? Yok, çalışmıyor, iş bulamadı. Menemen’de insanlar bu soruya şöyle bir cevap veriyor: İş bulamadı da belediyeye mi giremedi? Artık Menemen Belediyesi o kadar sıradan bir yere geldi ki belediyeye evrak işi için giden bir arkadaşımız vardı, sadece sokağındaki bir sorunla ilgili yerel seçim dönemine yakın bir dilekçe vermeye gidiyor ve belediyede işe alınıyor. Arkadaşımız, “Ben bir konuyu şikayet için gittim,” diyor. Ailesi de kalabalık olan bir arkadaş. “Sen o konuyu bırak da gel, biz seni işe alalım,” demişler. Bu durum böyle sıradan hale geldi.
Menemen Belediyesi'nde toplamda kaç kişi çalışıyor?
Bu konu ile ilgilide kendisi net bir cevap vermiyor. Lakin geçtiğimiz Mayıs ayı meclisinde 105 milyon TL net maaş ödemem var demişti. Belediye’de çalıştığım dönemde de arkadaşlarımızın maaşlarını az çok bilirdim. Yani takribi olarak 4.500 civarında bir personel çalıştığı kanatindeyim. Çünkü Menemen Belediyesinde her çalışan 40 bin-50 bin lira almıyor. Kendi yakın çevresinde yada birilerinin vasıtasıyla işe girmiş olanlar tabii ki yüksek maaşlarla şirketlerde işe başlatıldı. Ama onun dışında büro personeli olarak yada sahada çalışan arkadaşların daha düşük maaşlarla çalıştığını biliyorum. Bir ortalama almış olduğumuzda takribi olarak 4.500’e yakın bir personel ile burada hizmet veriliyor olması gerekiyor.
Aydın Pehlivan yerel seçim döneminde şu anki çalışan personelin bir kısmını seçim yatırımı olarak işe aldı. Bugün bu durumu Menemen’de sağır sultan bile biliyordu. Aydın Pehlivan seçimi kazandıktan sonra tabii ki personel çıkaracak. Yaklaşık 300 kişiye yakın Menemen Belediyesinde işten çıkarılma oldu.”
Bugüne geldiğimizde, Menemen Belediyesi'nde işten çıkarma süreci ne zaman başladı ve bu süreç nasıl devam ediyor?
Uygar Kanmış: “Sanırım 26 Haziran 2024’te başladı. Ancak çok tehlikeli bir politika izliyorlar. İşten 300 kişi çıkarıldı. Daha basitçe ifade edecek olursak, 100 kişinin işten çıkarıldığını düşünürsek, bu 100 kişiden 20 kişisi zaten geri alınmak üzere işten çıkarıldı. Yani işçilere diyorlar ki, benim seninle çok aram iyi değil aslında, ama bu kişileri işten çıkarıyor, sonrasında falancasının yanına gidiyor, falanca meclis üyesinin veya ilçe yöneticisinin AK Parti'nin veya MHP'nin onların vasıtasıyla tekrar işe alınıyor. İşe alındığında diğer kalan 80 personel şunu düşünüyor: Neden 21’inci kişi ben olmayayım? Bu nedenle işçi kardeşlerimiz bir araya gelip örgütlenemiyorlar. Her biri neden ben 21’inci kişi olmayayım dediği için. Bu arkadaşlara gidip kendilerinden ricada bulunulduğunda da şu söyleniyor: Sen eylemlere katılma, sen bir yerde görünme, ben senin için başkanla bizzat görüşüyorum, başkanı ikna edeceğim seni işe alacak. Şimdi işten çıkarılan personel arkadaşlarımız bu umutla yerinde duruyor. Bu nedenle bir türlü örgütlenemiyor veya hak arama mücadelesi içerisinde bulunulmuyor.
Menemen Belediyesinde çalışan işçilere HAK-İŞ Sendikasına geçmeleri için baskı yapıldı.
“Aydın Pehlivan, Menemen Belediye Başkan Vekili olarak göreve geldiğinde Belediye İş Sendikası ve Tüm Yerel-Sen vardı. Seçimden sonra aniden sendika değiştirme kararı alındı ve bu sendikaya geçişi sağlamayan personelin benimle çalışmak istemediğini düşünürüm gibi bir söylemle baskı yapıldı. Çalışan personel bu nedenlerden ötürü her biri kendi istekleriyle ve kendi arzularıyla sendikalarını değiştirdiler. Biz bu süreçte özellikle çalışan personelden denk geldiklerimize sendikayı değiştirmeyin, bağlı bulunduğunuz sendikada devam edin, uzun yıllardır bu sendika ile devam ediyorsunuz, bu yanlış, bu bildiğiniz bir tuzak, bunu yapmayın dedik. Her ne kadar bu ikazlarımızı yaptıksa da arkadaşlar çoğunluk neredeyse orada bulunalım mantığı ile sendikalarını değiştirdiler. Belediye İş Sendikası’nda yaklaşık 25-26 arkadaşımız dışındakilerin hepsi diğer sendikaya geçti. Bu süreçte de tabii ki Belediye İş Sendikası’ndan çalışanlar ayrıldıkları için sendika kendileri ile çok bir şey yapamadı.
Belediye İş Sendikası'nın verdiği destek çok önemliydi.
Tabii ki yöneticileri eylemlere katıldı, arkadaşlarımızın yanında da bulundular. Bu konuda ben kendilerine de teşekkür ediyorum. Çünkü çalışan personel kendi sendikasından istifa etmiş, karşı sendikaya girmiş olmalarına rağmen belediye iş sendikasının eyleme ilk günden bu yana destek verdiği ve katılım sağladığı çok önemli. Yanlarında bulunuyor, yol gösteriyor, işçi arkadaşlarımıza çünkü bu personeller 10-15-20 yıldır çalışan personeller, daha önce işten de çıkarılmadıkları için ilk defa başlarına böyle bir şey gelmiş. Mevcut yasaların ne gibi şartlarda onlara destek olduğunu, avantajlarını veya dezavantajlarını bilmedikleri için belediye iş sendikasının bu konuda verdikleri destek çok önemli.
Ağustos ayı sonuna kadar toplamda 1.100 işçinin işten çıkarılacağı duyumunu aldık.
Hak-İş sendikasının işçilerin yanında bulunmayacağını hepimiz biliyoruz. Sadece ölü taklidi yaparak süreci geçiştiriyor. Bunun dışında bir şey yok. Ağustos ayı sonuna kadar 1.100 personelin çıkarılması hedefleniyor. Şu ana kadar çıkarılan 300 personel bu sayıya dahil. Biz bu duyumları aldık.”
Uygar Bey, Ağustos ayı sonuna kadar toplamda 1.100 çalışan personelin belediyeden işten çıkarılacağı duyumunu aldığınızı iddia ediyorsunuz, peki neden?
Uygar Kanmış: “Seçim yatırımıydı, bu işçilerin bu kadar çok belediyeye alınması. Özellikle bizim tabanımıza yakın ya da diğer muhalefet partilerinin CHP veya İYİ Parti tabanından çok fazla insan işe alındı. Bu insanların ailelerinden en az bir kişiyi işe aldılar, sırf muhalefet cephesinden oy alabilmek için. Bir de bir sloganları vardı: “Menemen’de AK Parti değil, Aydın Pehlivan kazanıyor.” Yani Aydın Pehlivan o kadar kendini ön plana çıkarıyor ki Menemen’de AK Parti benden sonra gelir diyor. Bu durum garip. İzmir’de AK Parti hiçbir yeri kazanamadı. Menemen’de de Aydın Pehlivan kazandı diyorlar. Yani kendi partililerinin söylemi de bu. AK Parti ile Aydın Pehlivan’ı aynı dengede tutuyorlar, ikisi de eşit güçte diyorlar. Menemen’de bu durumu AK Parti camiası nasıl karşılıyor, nasıl yorumluyor bilemiyorum tabii. Bizim için de farklı bir deneyim oldu bu. Düşündüğümüzde, belediye imkanları kullanılmış ve arazileri satılmış, belediyeden elde edilen bir güç var. Belediye eliyle bir reklam kampanyası yürütülüyor, belediye işçileri bu yönde çalıştırılıyor. Araçlar gidiyor, yakıt belediyenin şantiyesinden alınıyor. Yani Aydın Pehlivan bu gücün tamamını sırtını yasladığı AK Parti’den alıyor ama seçimi ben kazandım diyor, AK Parti değil. Vatandaşlar da bu algıya sahip. CHP, AK Parti’ye karşı kaybetmedi, Aydın Pehlivan kazandı diyor. Bu durumun temel sebebi, Aydın Pehlivan'ın her aileden bir kişiyi işe alması. Menemen’de komple belediye çalışanı olan apartmanlar var. Bu kadar fazla sayıda insanı işe alınca da seçim bittikten sonra artık buna ihtiyacı kalmadı çünkü önünde 5 yıl gibi bir süre var ve maaş ödeyemez bir duruma geldi.
Geçtiğimiz Mayıs ayında belediye meclisinde, 1 milyon 244 bin metrekare arazinin satışı ile ilgili yetki aldı. Yaklaşık 113 parselin satış yetkisini aldı. Aynı mecliste, bir sonraki maddede ise 250 milyon lira kredi talebinde bulundu ve bu konuyla ilgili yetkiyi aldı. Buna rağmen, Menemen girişindeki ilçe terminalinin olduğu alanı belediye gücü ile değil, kat karşılığı bir firmaya vermek için yetki aldı.
Yani, düşünün Aydın Bey de kendisi çok iyi biliyor, ülkenin şu an içinde bulunduğu ekonomik koşullarda bu arazileri değerinde satamadı. O yüzden öncelikle bir kredi çekeyim dedi; çünkü satış yapsa dahi ilçe terminalinin olduğu alanı yapamazdı. Bir nevi, pimi çekilmiş bir bomba hazırlamıştı, seçimi oldu ki CHP kazandı, elinde patlasın diye. Şimdi ise kendi elinde patladı.”
İlçe terminali oradan kalkıyor mu?
Uygar Kanmış: “Tabii, ilçe terminalini oradan taşımayı planlıyor ve yerine düşük yoğunluklu bir AVM yapmayı düşünüyor. Bunu da belediye olarak değil, kat karşılığı bir firmaya vereceğim diyor. Çünkü belediyenin kendi gücü yok. Meclis toplantılarında hep şunu söylerdi: “Artık karşınızda güçlü, kudretli, kendi ayağı üzerinde durabilen bir belediye var.” Arazi satışlarından öyle bir güçlü çıktığını düşünüyordu ki, "O kadar çok satış yaptık, bu para bitmez" diyordu. Bizim CHP’li meclis üyelerimiz her mecliste kendisine hatırlatıyordu: "Satmakla bu iş olmaz, hazıra dağ dayanmaz," diye ama ciddiye almamıştı. Bugün bu durumla yüzleşiyor. Arazi satmadan maaş ödeyemez duruma geldi. Belediye meclisinde kendisi açıkça bunu dile getirdi: “Ben satmadan nasıl yapacağım?” dedi. Bugünkü Türkiye’nin ekonomik koşulları da göz önünde bulundurulduğunda, bu arazilerin değerinde satılması çok mümkün görünmüyor. Çünkü yatırımcılar artık Türkiye’deki bu yüksek faizde yatırım yapmaktan kaçınıyorlar. Bunun yerine daha çok, paradan para kazanma olarak tabir ettiğimiz durumu tercih ediyorlar.”
Geçmişten bugüne baktığımızda, Menemen Belediyesi nerede, ne kadar büyüklükte arazi sattı?
Uygar Kanmış: Geçmiş dönemden bugüne bu konuyu getirecek olursak, önce Seyrek’te Villakent olarak bilinen mahallemizde yaklaşık 165 futbol sahası büyüklüğünde arazinin satış yetkisini aldı, ama ne kadarının satıldığı hâlâ açıklanmadı. Ne kadarı, ne kadara satıldı, onu da bilmiyoruz. Menemen’de bir tane vatandaş bile bunu bilmiyor. Düşünün, devletin bir arazisi var Villakent’te, AK Parti yönetimi bunu satıyor. Ne kadara sattığı açıklanmıyor, kaç tane sattığını da açıklamıyor.
İzmir’de, Menemen'de (belki de Türkiye'de) bir ilk: yan yana faaliyet gösterecek iki serbest bölge!
“İzmir’de bir ilktir belki. Maltepe’de faaliyette olan serbest bölgemiz var. Hemen yanındaki arazi mera vasfındaydı. Burası belediyeye verildi. Mera vasfından tarla vasfına geçirildi. Hemen ardından serbest bölge ilan edildi ve belediyemiz orayı sattı. 1 milyon 600 bin metrekare büyüklüğünde arazi tek seferde satıldı. Bu faaliyette olan Maltepe’deki İZBAŞ serbest bölgesi ile yeni ilan edilen serbest bölge bitişik, aralarında bir mesafe yok. İzmir’de bir ilktir belki, Türkiye’de bir ilktir: İki serbest bölge yan yana. 1 milyon 600 bin metrekare arazi o zamanki rakamlara göre 480 milyon civarında bir rakama satılmıştı. 1 yıl sonra bugünkü rakamlarla sadece 300 bin metrekaresini bir firma ilana koymuş, 3 milyar TL istiyor.
Menemen'de vatandaşlarımıza istihdam getireceğiz dendi. Çocuklarınız fabrikalarda işçi olacak, bununla övünün, gurur duyun dendi. Orada birileri de oldukça iyi bir kazanç elde etmiş oldu. Bugün 300 bin metrekaresine sadece 3 milyar TL rakam biçiliyor. Geçen yıldan bu yıla baktığımızda, belediye burayı sattı, evet, peki aldığı para ile ne yaptı, onu da açıklamıyor. Bunun akabinde Emiralem girişinde sol tarafta yeni yapılacak mezarlığın alt kısmında belediyenin taşınmazları vardı. Bu parsellerin de satış yetkisi alındı, bunlardan da kaç tane satıldığı belli değil.
Geçen dönemde bu taşınmazların her biri için ayrı ayrı satış yetkisi talebinde bulunuyorlardı belediye meclisinde, her defasında mecliste çok ciddi sert bir muhalefetle karşılaşıyordu. Bu dönemde ise birileri bir akıl vermiş, neden tek tek satış yetkisi için tek tek meclise götürüyorsun. Gel, demiş, bir sepet yap. Aydın bey’e, nereyi satalım, denmiş, yazın, demiş, Emiralem’de ne kadar parsel varsa satıcam. Dönün demiş, Koyundere’de varsa onları, Ulukent’ti koyun. Dönün, Günerli’de satılacak yer var mı, onları da yazın. Dönün, Maltepe’ye dağ, tarla, bağ, bahçe ne bulursanız hepsini yazın, ben tek seferde satış yetkisini alayım, iki de bir neden bana laf söylesinler, neden bu kadar beni yorsunlar diyerek, canımız nereyi istiyorsa orayı satarız bu mantıkla, tek bir satış yetkisi ile tamamının satış yetkisini geçtiğimiz Mayıs ayı belediye meclisinde aldı.
Şimdi hazırlıklarını yapıyor, tek seferde hepsini bir satayım diyor. Biz de takip ediyoruz. Şimdi biz şu tespiti yapmaya çalışıyoruz. Belediyeye ait olan, belediye adına kayıtlı taşınmazların durumlarını inceliyoruz. Kimisi çok atıl bir bölgede, bu yerlerle ilgilenmek istemiyorlar, anladığımız kadarıyla, o yüzden onları tespit edersek, geçtiğimiz Mayıs ayı belediye meclisinde satış yetkisi alınan yaklaşık 113 parsel, bunlar yeni satılacak, diğerleri araştırdığımız taşınmazları da eklersek, toplam belediyenin ne kadar taşınmazı var, bunu bulmaya çalışıyoruz.
Bir yandan işten çıkarmalar, öte yandan da işe alımlar devam ediyor.
İşe alımlar devam ediyor. İşçi çıkarmadan 8 veya 10 gün önce METASU Müdürlüğü'ne birçok insan işe alındı. Evraklarını verdiler ve işe alındılar. Bu işe alınanlara ne deniyor biliyor musunuz? "Şu an sizi gönderebileceğimiz bir birim yok. Siz işe alındınız, girişleriniz yapıldı. Bir yere gidin, bir hafta on gün bekleyin, size bir yer bulduğumuzda gidip orada göreve başlarsınız." Bu şekilde daha da fazla işçi alınıyor. Özellikle seçim koordinasyon merkezlerinde AK Parti’de görev almış veya seçim faaliyetlerinde bire bir çalışmış olanlar işe alınıyor. Ancak bu kişileri gönderebilecekleri bir birim yok çünkü belediyenin tüm birimleri şu an dolu. İşe alımlar daha da devam edecek çünkü bu insanlar bir şekilde işe alınacak. Yani belediyede bir kadrolaşma söz konusu. Seçim döneminde oy hesabıyla söz verdiklerini, kampanyasında görev alanları işe alacağına dair Aydın Pehlivan söz vermiş.
Seçim döneminde Aydın Pehlivan’ın şöyle bir sözü vardı; Menemen Stadı'nda işçileri topluyordu ve onlara şunu söylüyordu: “Kıymetli belediye ailem, sizin her birinizle çalışmaktan onur, gurur, şeref duyuyorum. Biz birlikte bir aileyiz, sizlerin sayesinde bu başarıyı ortaya koyuyoruz.” Katıldığı seçim dönemindeki toplantılarda hep şunu diyordu: “İşçi çıkarmayacağım, daha da işçi alacağım.” Bugün ise işçileri çıkardı. Bu işe alınacak diye söz verilenler umarım aynı duruma düşmez.
25 Yıl Önce Kendisine Yapılan Haksızlığı Unutamayan Aydın Pehlivan, Bugün Aynı Haksızlığı 300 Kişiye Yapıyor
Kendisi 25 yıl önce belediyeden işten çıkarılmış. O dönemde, seçime 3 ay kala rahmetli İlhami Gürsoy, belediye başkanıyken onu işe alıyor ve ardından seçim yapılıyor. Seçimi Tahir Şahin kazanıyor. Tahir Şahin, seçimi kazandıktan sonra, şu an Aydın Bey'in yaptığı gibi seçim yatırımı ile işe alınanları görüyor ve belediyenin ilerleyemeyeceğini fark ederek bir kısmını işten çıkarıyor. İşten çıkarılanlardan biri de Aydın Bey. O zaman şöyle diyordu: “Bana büyük haksızlık yapıldı. Üç ay sonra düğünüm vardı, beni işten çıkardılar, bunu hiç unutamadım.” Bugün ise kendisi 300 kişiyi ekmeğinden etti. Bunu da unutmaması lazım. Nasıl 25 yıl önce kendisine yapılan haksızlığı unutmadıysa, bunu da unutmamalı.
Ayrıca, bu dönemde belediye başkanı değişmedi. Başkan Vekili iken Aydın Pehlivan, seçim sonrası Menemen Belediye Başkanı oldu. Belediyeye bu kadar işçiyi alan da kendisi. Eğer belediyeyi başka biri yönetiyorsa, bunu bilelim. Ama kendisi Belediye Başkan Vekili iken bu kadar insanı işe aldı, bu kadar arazi sattı. İki ay önce bu çalışanlar gerekliydi. Bu arkadaşların sayesinde hizmet ettiğini söylüyordu. Hizmeti kendisi elinde süpürge ile yapmadı. Bu insanlar çalıştı. Kimi sokak temizledi, kimi öğretmenlik yaptı, kimi belediye içerisinde çalıştı. Başarılı bir belediye profili çizdiler, her biri ayrı ayrı gayret gösterdi. Aydın Pehlivan da çıkıp dedi ki: “Bakın ben başarılıyım.” Halktan destek gördü, halk teveccüh etti, oy verdi ve seçildi. İki ay sonra bu insanlar neden gereksiz oldu ki? İki ay önce gerekliydiler. O zaman Aydın Pehlivan, 25 yıl önceki haksızlığı nasıl unutmadıysa, bunu da unutmasın.
Uygar Bey, son belediye meclisi toplantınız oldukça olaylı ve gerilimli geçti. O gün tam olarak neler yaşandı? Bize o anları, yaşananları detaylarıyla anlatır mısınız?
Uygar Kanmış: “7 Haziran Cuma günü, Haziran ayı belediye meclis toplantısı için davet edilmiştik. Belediyenin önüne gittiğimizde, İzmir tarihinde belki de Türkiye tarihinde ilk defa böyle bir manzara ile karşılaştık. Çevik kuvvet polisleri bir barikat kurmuştu ve işçilerimizin demokratik bir eylemi vardı. Biz, meclis üyeleri olarak işçilerimizle selamlaştık ve salona girecektik. Yanımızda CHP ilçe yöneticilerimiz ve CHP ilçe başkanımız Hüseyin Özbey de vardı. Merak edenler, meclis toplantılarımızı takip etmek isteyenler, meclis toplantılarına katılabilirler. Zaten halka açık bir meclistir. Halkın oylarıyla seçilmiş belediye meclis üyeleri burada görüşlerini ifade eder ve temsil ettikleri ilçenin ilerlemesine katkı koyacak görüşlerini belirtirler.
Gittiğimizde ilk olarak çevik kuvvet polislerinin talimatıyla karşılaştık; belediyenin içerisine kimseyi almayacaklardı. Arkadaşlara durumu ilettik. Biz meclis üyesiyiz, içeriye girmemiz gerekiyor, toplantımız saat 5’te başlayacak dedik. Bu ne demek oluyor dedik ve içeri girmek istediğimizi söyledik. Onlar da bize bu şekilde talimat geldiğini ve talimatın dışına çıkamayacaklarını ifade ettiler. Burada bir münakaşa yaşandı, itişmeler başladı. Süreç daha da çirkinleşiyordu. Baktık olacak gibi değil, en son kendimiz bir iki arama gerçekleştirdik. Sonrasında bize sadece belediye meclis üyelerinin, ilçe yöneticilerinin veya diğerlerinin değil, sadece meclis üyelerinin kimlik gösterip üst aramasından sonra içeriye alınacaklarını söylediler.
Menemen’de OHAL’mi ilan edildi?
Şimdi Menemen’de OHAL mi ilan edildi? Menemen'de ne oldu da belediyeye, meclis üyesi üstü aranarak alınıyor? Bu durum kabul edilemezdi ve bu durumu kesinlikle kabul etmedik. Bu süreç ve hengame bir süre devam etti. Daha sonra artık kim telefon ettiyse ya da kim araya girdiyse, veya oradaki güvenlik birimi kendisi bir sorumluluk alarak birkaç kişinin meclis üyesi olarak içeriye girmesine izin verdi. İçeriye girdiğimizde de saat 4’te belediye boşaltılmıştı. Yani görev süresi saat 5.30’da biten memur saat 4’te belediyenin dışarısına çıkarılmıştı. Görev yapması da engellenmişti. Böyle bir kanunsuzluk var. Saat 5.30’da mesaisi biten memuru sen saat 4’te neden kapının önüne koyarsın? Çıkacaksınız. Belediye'de kimseyi istemiyoruz anlayışıyla hareket ediliyor.
İçeriye girdik ve meclis salonuna doğru ilerledik. İçeride sivil pek çok insan vardı. Aşağıda deniyor ki sivil hiçbir insan alınmayacak, sadece belediye meclis üyeleri alınacak. Yukarıya çıktığımızda pek çok insan gördük. AK Parti grubunda ise kimse kimseyi tanımadığı için, iki üç tane ilçe yöneticimiz de kendi arkadaşları sanarak içeride kalabilmeyi başarmışlar. İlçe yöneticilerimizle birlikte içeriye ilerlerken zabıta personeli tarafından kuşatıldık. İlçe yöneticileri giremez dediler. "Kapalı oturum var" dediler.
Ellerinde yazılı bir evrak yok; bize tebliğ edilen davet mektubunda kapalı oturum olduğu ibaresi yazmıyor, açık oturum. Yani zabıta müdürü dahi orada sözlü emir almış, içeriye sokmam diyor.
Buradaki hengameden sonra belediye meclis üyelerimiz içeriye girdi. Daha sonra ben de girebildim. İçeriye girdiğimde AK Parti meclis üyesi bir arkadaşımız, meclis üyelerimizin bir-iki’sinin üzerine yürüyerek bir tartışma yaşandı.
İçeride bizim meclis üyesi sayımızdan fazla zabıta personeli vardı. Zabıta personelini yine tanıyoruz. Sivil getirilen, ne iş yaptığını bilmediğimiz, belediye personeli olup olmama konusunda hiçbir fikrimizin olmadığı, daha çok bodyguard’ı andıran insanlar içeride, kapının önünde yine aynı insanlar vardı. İtiş kakış devam etti. Belediye Başkanı Aydın Pehlivan meclise gelmediği için, başkan vekili olarak görev yapan Feyzullah Ergin Bey’e ricada bulunduk. Feyzullah Bey de müdahale edemedi. Meclis üyelerimiz itilip kakılıyordu. Meclis üyelerimize bu bodyguard’a benzeyen insanlar “Akıllı ol”, “Efendi ol” gibi cümleler kullanıyordu. Baktık ki içeride bir can güvenliği ortamı yok, meclisin bu şekilde sürdürülemeyeceğini gördüğümüzden meclisi terk etme kararı aldık. Protestomuzu yaparak meclisi terk ettik.
Sonrasında biz bekledik ki bu durum Aydın Bey’in bilgisi veya görüşü dışında gerçekleşmiş olsun. Kendisi de bu durumdan üzüntü duysun, arayarak geçmiş olsun dileklerini iletsin. Biz Aydın Pehlivan’dan “Arkadaşlar kusura bakmayın, ben belediyede değildim, meclise katılamadım ama bu kararı kim aldıysa, ben gerekli opsiyonu alıyorum, kendisine de gerekli yaptırımı uygulayacağım, bu durum kesinlikle kabul edilemez” demesini bekledik. Özellikle kadın meclis üyelerimizin bir-iki tanesinin kolu şişti o hengame ve itiş kakış aşamasında. Ama maalesef Aydın Bey bizi bu konuda hiç aramadı. Ne bizleri, ne partimizi, ne grup başkan vekilimizi, ne grup sözcümüzü aramadı. Bu durum gösteriyor ki bu olanlar Aydın Pehlivan’ın bilgisi ve onayı dahilinde gerçekleşmiş.Aydın bey tamamıyla bu konuya vakıf.”
댓글